İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, tebligatlardaki usulsüzlükler nedeniyle müvekkilinin uzunca bir süre aleyhinde bu dosyadan yapılan işlemlerden haberdar olamadığını haciz konulan taşınmaza kıymet takdiri yapılmak için evine gelindiğinde dosyadan haberdar olduğunu, tebligat usulsüzlükleri hakkında Şile İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020 / 89 Esas (Yeni esası 2022 / 6 E.) yapmış oldukları şikayetin halen sonuçlanıp kesinleşmediğini, birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde önemli birer hata ve tutarsızlık bulunduğunu, bu tutarsızlığın müvekkilinin bu dosyada ne kadarlık bir tutardan borçlu kılındığını şüpheli ve anlaşılamaz hale getirdiğini, şikayetin süresiz şikayete tabi olması gerektiğini, tebligatların usulsüzlüğü ile ilgili olarak henüz netleşmemiş durumun halen varolduğunun hiç dikkate alınmamış olmasının da hukuki hata olduğunu tebligat usulsüzlüğü şikayeti yaptıkları Şile İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020 / 89 E....
Taraflar arasındaki tebligat usulsüzlüğü şikayeti ve icra memur işlemini şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı 3.kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetine ilişkin istinaf başvurusunun esastan kısmen kabulüne; kararın kaldırılmasına, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetin süre yönünden reddine, davacının icra müdürlüğü işlemine yönelik şikayetin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun yetki itirazı ve tebligat usulsüzlüğü şikayeti nedeni ile tebliğ tarihinin 22/11/2014 olarak düzeltilmesine karar verildiği bunun üzerine borçlunun hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce 16/12/2014 tarihli karar ile 22/11/2014 tarihinden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı vekilince icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılmasına dair verdiği bu kararın şikayet konusu yapıldığı mahkemece şikayetin kabul edilerek icra...
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda borçlu, icra müdürlüğüne 23.10.2014 tarihli itiraz dilekçesi vermiştir. O halde 06.08.2014 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğ işlemine en geç 23.10.2014 tarihinde muttali olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda 27.11.2014 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, ödeme emri tebliğ işlemini öğrenme tarihinden itibaren İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda tebligat usulsüzlüğü ile birlikte yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece tebligatın ıusulsüz olduğunun kabulü doğru ise de; alacaklı tarafından seçilen takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62. maddesi hükmüne göre; her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılması zorunludur. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmesi fuzuli olduğu gibi bir hukuki sonuç da doğurmaz. Hal böyle olunca, mahkemece, takibin şekli bakımından icra mahkemesine yapılan itirazın geçersiz olduğu göz önünde bulundurularak borçlunun isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine aittir. İhalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer ilgililere, satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği hususunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremez. O halde mahkemece, alacaklının yerinde olmadığını ileri sürdüğü ve mahkemece irdelenmeyen diğer fesih nedenleri incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taşınmazda haczi olan ancak ihalenin feshi istemine dair şikayeti bulunmayan ...... ......'e satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ödeme emrinin davacıya Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi gereğince değil, 21/1 maddesi gereğince tebliğ edildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesine göre mernis adresine usulüne uygun tebligat yapılmadığını iddia ettiğini, talebin öncelikle bu yönden reddi gerektiğini, ayrıca yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, komşunun isminin İsmail Turalıoğlu olduğunun anlaşıldığını, ayrıca aksi düşünülse dahi posta memurunun yazısının okunaklı olmaması nedeniyle tebligatın usulüne uygun olmadığına karar verildiğinden müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16. maddesi ve T.K.'nun 21/1. maddesi uyarınca açılmış, usulsüz tebligat şikayeti davasıdır....
İcra Hukuk Mahkeme'sinin 2021/437 Esas sayılı dosyasında borçlu tarafından usulsüz tebligat şikayeti ve kıymet takdirinin iptali talebiyle şikayette bulunulduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını öte yandan iddiaların asılsız olduğunu beyan ederek talebin reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK'nın 4. maddesine göre takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı İcra Müdürlüğünün bağlı bulunduğu İcra Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği, ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2018/22561 Esas sayılı dosyasında başlatılan takiple ilgili şikayet, İİK'nın 4. maddesi uyarınca yetkisiz yerde ileri sürüldüğünden mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin ... Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, dosyanın yetkili mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece tebligat usulüne uygun kabul edilerek yasal süresinde yapılmayan şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....