TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zaman aşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Mahkemece ileri sürülüşe göre davanın İİK. 277. ve devamı maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali davası olarak tavsif edilmiş ise de davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığı bu halde mahkemenin hukuki tavsif yapamayacağı gözönüne alınarak ve hak düşürücü süre eldeki davaya uygulanmayacağı, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek İstanbul İli, Alibeyköy Mh., 176 Ada, 40 parsel, 10 nolu bağımsız bölüm, ...Cd....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....
Diğer taraftan hükme esas alınan hatalı ve yanılgıya dayalı bilirkişi raporunun aksine taşınmazın tapu kaydına İcra ve İflas Kanunu’nun 281/II nci maddesine uygun biçimde ihtiyati haciz şerhi verilmiştir. Doğrudan doğruya malın aynını ilgilendirmeyen, bir diğer ifade ile şahsi hak doğuran tasarrufun iptali davası bakımından bu geçici hukuki himaye tedbirinin ihtiyati tedbir ya da aynı yasanın 257 nci maddesine uygun bir ihtiyati haciz olduğu şeklindeki kabulde isabet bulunmamaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ilçesi, ... mahallesi, ada 3540, parsel 217 ... adına kayıtlı 3/8 hisse) tasarrufun iptali ile icra takip borcu ile sınırlı olarak cebr-i icra yolu ile hakkını alma yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalılar ... ve ...'nun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur....
ya satıldığını, TBK. 19. maddesine göre muvazaalı olan tasarrufun iptali ile taşınmazın davalı borçlu ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, aciz belgesi bulunmadığını, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve taşınmazın bedel karşılığı alındığını, taraflar arasında boş senet düzenlendiğini, davalı ...'nin davacıyı bırakmaması ve ona bakması için zorlama amacıyla bu senedin kullanılmak istenildiğini, dolayısıyla gerçek bir alacağın bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı borçlu ..., davaya cevap vermemiştir....
Dava, Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile tapunun iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle TBK'nin 19.(mülga BK. 18.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde ve daha sonraki açıklamalardan anlaşılmatadır....
Davalı T5 vekilinin istinaf nedenleri ise; ilk derece mahkemesince verilen kararda, davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde tanımlanan tasarrufun iptali davası olduğu ve somut olayda tasarrufun iptali şartlarının vuku bulduğu açıklandıktan sonra TBK'nun 19.maddesinde tanımlanan muvazaaya dayalı iptal davasına göre hüküm kurulmuş olmasının çelişkili bulunduğu, zira TBK'nun 19.maddesi kapsamında açılan bir davada İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerinin değerlendirilemeyeceği, somut olayda davanın TBK'nun 19.maddesine dayanılarak açıldığının sabit bulunduğu, bu durumda inceleme ve değerlendirmenin sadece bu kapsamda yapılması gerektiği, ayrıca kabule göre de İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2015/190 sayılı dosyasındaki takibin kesinleşmediği, usulsüz tebligat nedeniyle İstanbul 18....
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesi uyarınca hem de İİK'nun 277 ve davamı maddeleri uyarınca davalılar arasındaki devir işleminin/tasarrufun iptale talebi olduğu belirtilmiş ise de dava dilekçesinin konu bölümünde davanın konusu "Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptaline ilişkindir....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/505 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçtiklerini, davalı T6 kayden maliki bulunduğu Muğla İli, Bodrum İlçesi, Eskiçeşme Mahallesi, 12 ada, 48 parsel, zemin kat, 11 nolu bağımsız bölümünü, alacaklılarının alacaklarını sonuçsuz bırakmak amacıyla diğer davalılara devrettiğinden bahisle yapılan muvazaalı devirlerin; İİK'nun 277 v.d maddeleri uyarınca iptali ile, takibe konu alacak ve fer'îleriyle sınırlı olmak üzere, taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına ve taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, İİK'nun 277 v.d maddeleri kapsamında, tasarrufun iptali istemiyle açtığı davasını, 07/11/2017 Uyap kayıt tarihli ıslah dilekçesi ile, davasını tamamen ıslah ederek, TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaa davasına dönüştürdüğü ve mahkemece de, davanın TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaa davası olduğu kabul edilerek, yargılama bu şekli ile yapılıp, davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür....