WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde ve davanın TBK’nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının davalı borçludan olan alacağının kesinleşmiş Mahkeme kararı ile belirlenmiş olmasına, eldeki dava yönünden davacının aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmamasına, üzerinde benzinlik bulunan taşınmazın borca mahsuben borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek davalı 3.kişi ...’a satılmış olmasının iptale tabi bulunmasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 1.793,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu, ancak mal rejiminden kaynaklanan alacakların ifasının talep edildiği, bu nedenle davanın mal rejiminin tasfiyesi hükümleri çerçevesinde aile mahkemesince incelenip karara bağlanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de verilen karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı vekili, taraflar arasındaki boşanma davası devam ederken, davalı kocanın evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazı boşanma sonucunda meydana gelecek mal rejimi tasfiyesinden ve boşanmanın ferisi olan alacaklardan kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek dava açmıştır. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davanın yasal dayanağının 6098 sayılı Borçlar Kanununun 19.maddesi olduğu anlaşılmaktadır....

      Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davanın niteliği itibariyle TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Emsal nitelikteki Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 18/02/2019 tarih, 2016/9915 Esas ve 2019/1668 Karar sayılı ilamında "... 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir." şeklinde karar verilmiştir....

      Mahkemece, muvazaa iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının inançlı işlem hukuksal nedenine değil hile hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. maddesinde (881 sayılı Borçlar Kanunu'nun (B.K. 28/l. maddesinde) açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz....

        Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına,davanın TBK'nun 19 maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayanmasına,takip konusu alacağın iptali istenen tasarruflardan önce 23.2.2003 tarihli trafik kazasından kaynaklanmasına, davalı 4.kişinin dava konusu taşınmazı eldeki davanın açılmasından sonra almasına ve tapu dışı ödemeyi davadan ve satıştan üç ay sonra yapmasına, taşınmazın halen borçlu tarafından kullanılmasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 6.486,30 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına 2.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 26.06.2014 gün ve 2014/176-278 E.K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 10.11.2015 gün ve 5438-12946 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde dahili davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl dava vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine, birleşen dava muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteklerine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar onandıktan sonra davalılar karar düzeltme istemişler, 20.1.2015 günlü dilekçeleri ile de Daire üyelerini reddetmişlerdir. Hemen belirtilmelidir ki, Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 27.10.1983 gün 249/281 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 39. maddesinin 3....

            Bir başka ifade ile elbirliği mülkiyetinin hukuksal yapısı gereği değinilen hukuksal nedenle pay oranında açılan davanın dinlenilebilme olanağı bulunmadığı gibi sonradan dava dışı paydaşların davaya katılması suretiyle davanın görülebilirlik koşulu da yerine getirilemez. Hâl böyle olunca, belirtilen ilkeler gözetildiğinde vekâlet görevinin kötüye kullanılması sebebine dayalı iptal ve tescil isteği bakımından davacının miras payına hasren bu davayı açması mümkün olmadığı gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davada vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı halde hukuki nitelendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir....

              Davanın niteliği itibari ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesinde yer alan muvazaa hukuksal nedenine göre açılan iptal davası mı yoksa sıra cetvelinin iptali (düzeltilmesi) davası mı olduğu, burada varılacak sonuca göre tarafların bildireceği delillerin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava, mahkemece sıra cetvelinin iptali (düzeltilmesi), görevsizlik kararı veren Kayseri BAM 6. Hukuk Dairesince 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesinde tanımlanan muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemi olarak nitelendirilmiştir. "6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 33. maddesinde yer alan “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” ilkesi uyarınca maddi olayları açıklamak taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak hâkime ait bir görevdir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, TBK’Nun 19 maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir.Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

              İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili; dava konusu taşınmazın muvazaalı olarak satışının yapıldığını ileri sürmek suretiyle yerel mahkemenin 21/02/2022 tarihli ara kararının kaldırılarak taleplerinin kabulü ile taşınmaz üzerine "davalıdır" şerhini konulması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı taraf istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Isparta 1.Aile Mahkemesinin 2022/129 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen dosyada 18/02/2022 tarihli ara karar ile davacının muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin tefrik edildiği anlaşılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu