WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; BK.19.maddesine dayalı genel muvazaadan kaynaklı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı ...’tan bonoya dayalı alacağı olan davacının borçlu aleyhine icra takibi yaptığını ancak borcun doğumundan sonra borçlunun ..., ... Köyü 1020 parsel sayılı taşınmazı, davalı ...’ye düşük bedelle devrettiğini bu nedenle tapunun iptalini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın, muvazaa nedenine dayalı tapu iptali davası olması halinde tasarrufta bulunan borçlu ...’ın hayatta olması nedeniyle, İİK 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olması halinde de aciz belgesi olmaması nedeniyle reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

      Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. 1-HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....

        Davacı vekilinin istinaf nedenleri; görülmekte olan dava bakımından, İİK'nın 277 ve devamı madde hükümleri ve hatta TBK'nın 19.maddesi uyarınca tasarrufun iptali şartları oluştuğu halde, hatalı bir takım değerlendirmeler sonucunda davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği halde vekil edeni banka aleyhine maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücreti takdir edilmiş olmasının da isabetsiz olduğuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufların iptali isteğine ilişkin olup; dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesine, hem de İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanıldığı açıklanmıştır. Yüzeysel bakıldığında İİK 277 vd maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19....

        tasarrufun iptali davası açtığı, bu davanın açılması ve yargılamanın devamı istihkak davasının varlığına bağlı olduğu, somut olayda hatalı olmakla birlikte temyiz edilmeyerek inceleme dışı bırakılarak, istihkak davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yerolmadığına karar verildiğine ve bu durum kesinleştiğine göre artık karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davasının da konusu kalmayacağından bu dava hakkında da konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yerolmadığına karar verilmesinin gerekeceği, öte yandan davacının tasarrufun iptali istemi bağımsız olarak açılacak tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturacak ve görevli mahkemenin ise dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olacağı, Mahkemece, davalı karşılık davacı alacaklıdan tasarrufun iptali davası yönünden karşılık dava olarak devam etmek istemesi halinde davanın konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yerolmadığına, bağımsız olarak tasarrufun iptali davası olarak davaya devam etmek istemesi...

          Mahkemece, toplanan delillere göre, aciz halinde olan borçlunun borcun doğmundan sonra, kardeşine yaptığı tasarrufun İİK'nun 278, maddesine göre bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne diğer davalı şirket ve davalı ...'in kötüniyeti ispatlanmadığından bahisle diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı, davalı ... ve .... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

            Mahkemece, davanın BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali olduğu, borç kaynağı senedin Konya 14.İcra Müdürlüğünün 2013/1289 sayılı dosyasından takibe konulduğunu, takipten önce senet borçlusunun diğer davalı çocuklarına 18.10.2012 tarihinde temlik ettiği, temlik alanların borçlunun çocukları olması nedeni ile borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu, muvazaa olgusunun açık olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar Mehmet ve İrfan vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....

              Mahkemece, davanın İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali talibini kapsadığı, İcra İflas Kanununun 284. maddesinin "İptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren 5 sene geçmekle düşer" hükmünü içerdiği, davacının, tasarrufun iptaline konu yaptığı davalılar arasındaki satış işleminin 03.02.2010 tarihinde gerçekleştiği, davanın 5 yıllık süre çok fazla geçtikten sonra 02.02.2017 tarihinde açıldığı, İcra İflas Kanununun 284. maddesinde öngörülen sürenin hak düşürücü süre olup, mahkemece resen göz önünde bulundurulması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf mahkemesince, davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, İİK'nun 284. maddesinde belirtilen 5 yıllık sürenin dolmuş olduğu gerekçesi ile isitinaf istemi esastan red edilmiş, anılan karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme yapmak Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesine ve davanın ileri sürülüş şekline bakıldığında eldeki dava TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2022 NUMARASI : 2021/469 ESAS, 2022/414 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine Dayalı ) KARAR : Tokat 1....

                UYAP Entegrasyonu