Ne var ki, araç ve hattının mirasbırakan tarafından davalıya temlikinin Türk Borçlar Kanununun 19. maddesinde düzenlenen genel muvazaa kapsamında muvazaalı olup olmadığının incelenmesi, taraflar arasında görülmekte olan tapu iptali ve tescil davası da birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 19.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın, TBK madde 19 temelinde muvazaa sebebine dayalı olarak ikame edildiğini, bu türden davalarda aciz vesikası sunma şartı aranmadığını, bir an için aciz belgesinin dava şartı olduğu düşünülse dahi, aciz belgesi yahut aciz belgesi yerine geçen haciz tutanağı yargılamanın sonuna kadar; hatta karar düzeltme aşamasında dahi sunulabilmekte olduğunu, kendilerine bu imkan tanınmadan davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, TBK'nın 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde yer alan genel muvazaa hukuksal nedenine dayanmaktadır....
Gerek yerel mahkeme gerekse Dairemizin bozma ilamında hukuki nitelendirmenin hatalı yapıldığı (iptali istenen tasarruf 19.11.2003 tarihinde yapılmış olup eldeki dava İİK'nun 284 maddesinde öngörülen 5 yıllık hakdüşürücü süre geçirilerek 15.8.2011 tarihinde açılmıştır.); dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır.Yüzelsel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir.İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar.Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2015 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, 2797 Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 07.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİK’nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Açıklama doğrultusunda dosya incelendiğinde; somut olayda, davacının "katılma alacağının önüne geçmek kastıyla muvazaalı bir devir işlemi" yapıldığını ileri sürerek tapunun iptal edilerek eski hale getirilmesi talebinde bulunduğu, davanın ileri sürülüşü itibari ile muhtemel alacağının tahsilini sağlamak amacını taşıdığı, isteminin katılma alacağı olmadığı, TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır....
Ne var ki, yukarıda belirtilen l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalar hak düşürücü ve zamanaşımı süresine tabi olmamasına karşın mahkemece, temlik tarihi ile mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren uzun süre geçtikten sonra dava açılmasının 4721 sayılı TMK.'nın 2. maddesinde düzenlenen objektif iyiniyet ilkesi ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, açıklanan ilkeler uyarınca araştırma yapılması, murisin iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ehliyetsizlik, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın HMK'nun 114/1- d ve 115/2 maddeleri gereğince reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. 1- Bilindiği üzere, tapu iptal ve tescil davaları kayıt malikine karşı açılır. Aksi bir durum kayıt malikinin taraf olmadığı bir davada kendisinin taşınmaz mülkiyetini yitirmesi sonucunu doğurur ki, bu da hem Anayasa'nın 35. maddesine, hem de Türk Medeni Kanunu'nun 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına aykırı düşer. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun temel ilkesi olan davada karar altına alınacak hakkın ilgilisinin, davacı ve davalı sıfatıyla yer alması ilkesi zedelenmiş olur....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava TBK’nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesince, "...Asliye Ticaret Mahkemeleri 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun ile kurulmuş özel yetkili mahkemelerdir. Dolayısıyla bu mahkemelerin görevli oldukları davalara diğer mahkemelerin bakmaları hukuken mümkün değildir. Davacı banka ile davalı ... arasındaki uyuşmazlıkta görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olsa da davacı banka ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlıkta görevli mahkeme TTK m. 5'e göre asliye ticaret mahkemeleri görevlidir....
Giriş 5.kat, 12 noda bulunan taşınmazın tapu iptal ve tescili ve aile konutu şerhi konulması talebine ilişkin olduğu, aile konutu şerhi konulması talebinin aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olduğu, Aile Hukukundan doğan dava ve işlerin Aile Mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 5. Aile Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; muvazaa hukuksal nedenine dayanan tapu iptali ve tescil davalarının Borçlar Kanunu 18. ve 19. maddesine dayanması nedeni ile davayı bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, bu hususun Yargıtay 2....
Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı ... takibinin iptali istemine ilişkindir....yanağı bonoların her zaman düzenlenmesinin ve istenilen tarihte vade konulmasının mümkün olması dolayısıyla, davalılar arasındaki bono tanzimine dayanak ve muvazaalı olduğu iddia edilen alacağın varlığının davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği gözetildiğinde, mahkeme red gerekçesi hatalı ise de; davacı vekilinin temyiz aşamasında, 14.12.2016 tarihli ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi yazısı ekinde Uyap üzerinden gönderdiği dilekçede; “...ticari plaka ile taşınmazın satıldığı, satışın kesinleştiği, davanın konusuz kaldığı...” belirtildiğinden, bu hususta bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....