Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, tenkis isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle tapu iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır....

    -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, tenkis isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle tapu iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle,dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki açıklamalara göre, davanın niteliği itibarıyla BK'nun 18.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu,davacının iddiasına göre bu davadaki amacın alacaklarını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamak olduğu,İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkının genel hükümlere muvazaaya dayanarak dava açmasına engel olmadığı,davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkeme kabulünün...

        İlk derece mahkemesince, İİK'nin 284 üncü maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; davanın muvazaa nedenine dayalı olduğunu, dava dilekçesinde açıkça yazıldığını, bu nedenle davanın hak düşürücü süreye tabi olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK'nin 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

        Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Ayrıca Muvazaa iddiası ile açılan tasarrufun iptali davaların zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilmektedir. Somut olayda davacı vekili eldeki davayı açıkça Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....

          A.Ş. ve ...arasında yapılan muvazaalı işleme dayandığı ve bu şekilde doğan alacağa dayalı olarak BK 18.maddesinde (TBK 19.maddesinde) düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteminde bulunulmasının da mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre dava dayanağı takip dosyalarından ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2006/9313 sayılı dosyası ile ilgili olarak borçlu tarafından açılan menfi tesbit davasının kabulüne ilişkin karar Yargıtay 19.Hukuk dairesinin 2016/4234 Esas 2017/536 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş diğer takip dosyalarındaki borca bir itiraz bulunmadığı, bu hali ile mahkeme kararına dayanak yapılan menfi tesbit kararı ortadan kalkmış olduğu ve alacağın gerçek olmadığı yönündeki tesibiti yerinde bulunmakla birlikte , dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılmış olup davalı dördüncü kişi ... İnşatta İnş.San....

            Bu durumda ilk derece mahkemesince, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19.(818 sayılı BK'nın 18) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek ve ispat yükü davalıya yüklenerek yazılı şekilde hüküm kurulması neticesinde davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince esastan reddi doğru olmamış, istinaf mahkemesi kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12....

              Gerek dava dilekçesi, gerekse mahkemenin kabul biçimine göre dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde yer alan genel muvazaa hukuksal nedenine dayanmaktadır. "Aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair 4787 sayılı Kanunun" 4. maddesinde; “Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler: 1-22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler. 2- 20/05/1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi. 3- Kanunlarla verilen diğer görevler.” şeklinde Aile Mahkemelerinin bakacağı işler açıkça ve sınırlı sayıda belirlenmiştir....

                Dava İİK 277 ve devamı maddeleri ile BK‘nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine nedenine dayalı tasarrufun iptali istemidir. Alacaklının alacağına kavuşmayı hedeflediği bu türden taleplere dayalı açılan davalarda ister kanunda düzenlenen tasarrufun iptali sebeplerine isterse de muvazaa sebebine dayanılsın her iki davanın dinlenebilmesi için takip konusu borcun tasarruf tarihinden daha önceki bir tarihte doğmuş olması şarttır. Bunun ispatı da davacı tarafa aittir. Takibe konu çekin keşide tarihi 26/06/2015 iken dava konusu tasarruf işleminin tarihi 19/06/2015 tarihidir. Buna göre çekin ileri tarihli düzenlendiği ispatlanmadıkça borçun doğum tarihi, tasarruf işleminden önceki bir tarih olmaktadır. Ticari defterlere dayanılmadıkça çekin ileri tarihli düzenlendiği olgusunun kesin delillerle ispatlanması zorunludur(HMK 200 vd. maddeleri). Yazılı delil başlangıcı bulunması halinde tanık dinlenmesi caizdir....

                UYAP Entegrasyonu