Hukuk Dairesi 2012/2212 E. , 2013/19 K."İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : 3402 SY'NIN 41. MD.Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME İŞLEMİNİN İPTALİ KANUN YOLU : TEMYİZ 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemi ile açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dava konusu 199 sayılı parselin tapu kaydının hükmen oluştuğu anlaşılmakla, tapu kaydının oluşumuna dayanak teşkil eden Kadastro Mahkemesi dava dosyası ile ... Tapulama Mahkemesinin 1978/48 Esas sayılı dava dosyasının getirtilerek dosyasına konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan davalarda davacının, mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasını, bir başka ifadeyle muvazaa iddiasını 4721 sayılı TMK’nin 6. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nin 190. maddesi uyarınca ispat etmesi gerekmektedir. Somut olayda, dosya içeriği ve toplanan delillerden, özellikle tanık beyanlarından temliklerin muvazaalı olduğu konusunda somut bir olgu ortaya konulamamış, bir başka ifadeyle mal kaçırma amacıyla anılan devirlerin yapıldığı iddiası usulünce ispatlanamamıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Bir davada taraflarca öne sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak HUMK.nun 76. maddesi gereğince hakimin doğrudan görevidir. Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve yargılama aşamasındaki sözlü açıklamaya göre dava, niteliği itibariyle BK.nun 18.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki tür davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİY.nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası, borçlunun yaptığı tasarrufu işlemin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
Somut olaya gelince; taraflar muris muvazaası hukuksal nedenine dayandıkları halde mahkemece muvazaa yönünden bir değerlendirilme yapılmış, iddia yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Oysaki muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalar tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilecektir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, toplanan ve toplanacak tüm delillerin değerlendirilmesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre, birleştirilen davada davacı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Yanlar arasında görülen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası sonunda yerel mahkemece asıl ve birleşen davaların, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl ve birleşen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan ...'ün maliki olduğu bahçeli kerpiç ev nitelikli 24 parsel sayılı taşınmazını 18.11.1986 tarihli akitle davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil KARŞI DAVA: : Muvazaa Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptal Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
-KARAR- Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis; birleşen dava ise vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkis isteğine ilişkindir....
Dava dilekçesinin içeriği, iddianın ileri sürülüş biçimi, davacı tarafça verilen 27.06.2016 tarihli dilekçe ve ön inceleme tutanağında tespit edilen hususlar göz önüne alındığında davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayandırıldığı anlaşılmaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince davanın ″korkutma (ikrah - tehdit) “ hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteği olarak nitelendirmesinin isabetli olduğu söylenemez. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Dava dilekçesinin içeriği, iddianın ileri sürülüş biçimi, davacı tarafça verilen 27.06.2016 tarihli dilekçe ve ön inceleme tutanağında tespit edilen hususlar göz önüne alındığında davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayandırıldığı anlaşılmaktadır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince davanın ″korkutma (ikrah - tehdit) “ hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteği olarak nitelendirmesinin isabetli olduğu söylenemez. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayandığı ve hak düşürücü sürenin eldeki davaya uygulanmayacağı gözönüne alınarak, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....