DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, kira sözleşmesinin muvazaa olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK'nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res'en araştırmakla yükümlüdür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 12/05/2015 tarihli kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 6100 Sayılı HMK'nın 4/a maddesi gereğince kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür....
İnşaat ve Taahhüt AŞ'de hisselerini diğer davalıya satmış olması ve bu satış işleminin muvazaalı olduğu belirtilerek, anılan tapuların muvazaa nedeniyle iptaline, ayrıca genel kurul kararlarının, yönetim kurulu kararlarının, noter işlemlerinin ticaret sicil odası, il ve ilçe belediye başkanlıkları nezdindeki tüm işlemlerin muvazaa ve mutlak butlan sebebiyle yok sayılması noktasında toplandığı tespit edilmiştir....
Dolayısıyla muris muvazaası aynı zamanda tam muvazaa niteliğindedir. Muris muvazaasında mirasbırakan ile karşı taraf arasında yapılan muvazaa anlaşması mevcut olup, amaç mirasçıları aldatmaktır. Bu muvazaa türünün bünyesinde iki farklı sözleşmenin yer alması nedeniyle nisbi muvazaa niteliğindedir. Çeşitli şekillerde ortaya çıkar; gerçekte bağış olan işlemi satım sözleşmesi gibi, gerçekte bağışlamasına karşın ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi. Bu durumda görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay Hukuk Genel Kurul’un 25.05.2011 tarihli ve 2011/4-149 E- 2011/346K sayılı ilamı emsal gösterilerek, alacak tutarı ile sınırlı olarak tapunun iptaline gerek olmaksızın haciz ve satış yetkisi verilebilir, gerekçesi ile davacıların açmış olduğu muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davasının şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1- Dava, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
ne devredildiğini, müvekkili şirketin alacağının tahsil imkanı bulunmadığını, davalı borçlunun taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiğini, davalılar arasında yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olduğunu ve iptali gerektiğini, bu nedenlerle müvekkili bakımından davalıların, alacaklı müvekkilini zarara uğratmak kastıyla Konya İli, Meram İlçesi,Tırılırmak Mahallesi, 3336 ada,18 parsel, avlulu kargir evin 1/8 hissesinin T4 tarafından T3 'a devrine ilişkin 18/11/2015 tarihli 30084 yevmiye numaralı tasarrufun İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptalini, olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptalini, müvekkiline, dava konusu Konya İli, Meram İlçesi,Tırılırmak Mahallesi, 3336 ada,18 parsel, avlulu kargir evin 1/8 hissesinin üzerinde Konya 6....
nın 277.ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olan tasarrufun iptali davası olmadığı, dava dilekçesinin içeriğinde davalının, müvekkile olan borcunu ödememek için diğer davalı üçüncü kişilerle arasındaki danışıklı işlem sonucu, davacı müvekkili alacağından yoksun bırakmak amacı ile üzerindeki gayrimenkulleri sistemli bir şekilde devrettiğini bu devir işleminin TBK genel hükümleri gereğince muvazaalı olduğunu da belirtmiş olduklarını, bu nedenlerle Yerel mahkemenin davayı "İİK'nın 277. ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir" ifadelerini gerekçe göstererek reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, TBK'daki genel hükümleri gereğince muvazaa hükümlerinin uygulanması halinde aciz belgesine ihtiyaç bulunmayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Şti. ile diğer davalı ...Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullanılan kredinin teminatı olarak mülkiyeti davacıya ait taşınmaza ipotek konulduğu, davalı bankanın kredi sözleşmesinden doğan haklarını 15.10.2009 tarihli temlik sözleşmesiyle davalı ...'e devretiği ve bu kişi tarafından ipotek borçlusu hakkında icra takibine geçildiği belirtilerek; temlik sözleşmesinin muvazaa olması nedeniyle iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir. Davada talep, karz ipoteğinin kaldırılmasına ilişkin olmadığından temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.02012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
Mahkemece; davacının mal rejiminin tasfiyesi davasında elde etmesi muhtemel alacak hakkının tahsil kabiliyetini güçlendirmek amacıyla eldeki davada tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu, ancak davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir dava açmadığı, öte yandan davanın açılabileceği böyle bir davada aynî değil şahsî sonuç doğuran bir alacak hakkı elde edilebileceği ve üçüncü kişi konumundaki davalı ...’e karşı ayni hak değil, alacak hakkı isteminde bulunabileceği gerekçesiyle, davacının eldeki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Dava, 6098 sayılı Kanun’un 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
Dava, TBK'nın 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde yer alan genel muvazaa hukuksal nedenine dayanmaktadır. Muvazaa davası; borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin muvazaalı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun muvazaalı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla muvazaalı bir işlem yapılması gerekir....
"İçtihat Metni"Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 Sayılı Kararı ve 28.01.2020 tarihinde 31022 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Ceza ve Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, 1- 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'dan doğan (tasarrufun iptaline ilişkin olmayan) ve bu kanundan dolayı diğer dairelerin görevine girmeyen davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, 2- TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, 3- Trafik kazası sonucu oluşan cismani (bedensel) zarar ile ölüm nedeniyle destekten yoksun kalmadan kaynaklanan (sigortanın taraf olmadığı) maddi ve manevi tazminat davaları ile maddi hasara ilişkin tazminat davaları (sigortanın taraf olmadığı) sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine verilmiştir....