Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 280.maddesine dayalı tasarrufun iptali davası açtığı anlaşılmıştır. Bu durumda, 3402 Sayılı Yasanın 25/3.maddesi gereğince mahkemenin yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava ile ilgili isteklerin incelenmesi kadastro mahkemesinin görevi dışında olduğundan, yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren tasarrufun iptaline ilişkin uyuşmazlığın Espiye Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21. ve 22.(HUMK.'nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Espiye Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava, İİK'nun 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davalarda amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Ayni nitelikte değil şahsi nitelikte dava olduğu gibi bu tür davalar sonuçları itibarıyla daha çok lehine tasarrufta bulunulan 3.kişilerin hukukunu ilgilendirmekte, her somut olay özelliğine göre temelinde muvazaa veya haksız fiil gibi kabul edilebilecek tasarruflar nedeniyle alacaklı zarara uğramaktadır. Davada incelenmesi gereken hususun davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK’nin 277 vd. maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekmesi nedeniyle görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır....

      Mahkemece, davalıların kardeş oldukları ve devrin düşük bedel ile yapıldığından İİK'nun 277.maddesine göre iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davanın 6183 sayılı Yasa'nın 24.maddesine göre açıldığından hukuki değerlendirmenin anılan Yasa hükümleri çerçevesinde yapılması gerekirken, İİK'nun 277. ve devamı maddelerine göre değerlendirme yapılması hatalı ise de sonuç itibari ile karar doğru olduğundan davalılar vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava konusu taşınmazın davalı ...'...

        İstinaf nedenleri; dosyada herhangi bir geçici veya kesin aciz belgesi olmadan ve iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan önce gerçekleştiği gözetilmeden verilen ihtiyati haciz kararında isabet bulunmadığı hususuna yöneliktir. Dava, ileri sürülüş biçimine göre TBK'nın 19.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Davacı tarafın talebi de zaten buna yöneliktir....

        İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, öncelikle İİK'nun 277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19. maddeye dayalı muvazaa nedeniyle iptal davası olup, talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir....

        İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, öncelikle İİK'nun 277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19. maddeye dayalı muvazaa nedeniyle iptal davası olup, talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir....

        Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Öte yandan, danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....

          Bu durumda, mevcut davada, İİK'nun 277 ve devam maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davasının görülebilme şartlarıdan olan, "iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması" şartının gerçekleşmediği açıktır. Dolayısıyla, İİK'nun 277 ve devam maddelerine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Dava dilekçesinde dayanılan ikincil talep, tasarrufun BK'nun 19 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir. Ne varki, ilk derece mahkemesince bu talebe ilişkin hiç bir delilin toplanmadığı görülmektedir. İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile Türk Borçlar Kanunun 19.maddesinde düzenlenen muvaza nedenine dayalı iptal davaları birbirinden farklı davalar olup, farklı hükümlere tabidir....

          Somut olayda, dava dilekçesinde ihtiyati haciz talebi ile birlikte netice-i talep kısmında; "05/03/2017 tarihinde yapılan muvazaalı tasarrufların iptali ile eski malik davalı T4 adına tescili" talep edilmiş, mahkemece 07/03/2017 tarihli resmi satış senedinin iptaline karar verilmiştir. Oysa ki dava dilekçesindeki açıklamalarda davanın niteliği itibariyle tasarrufun iptali talebi olduğu anlaşılmaktadır. Tasarrufun iptali davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu nedenle, mahkemece davacı vekiline talebini açıklattırıp davayla ilgili yasal şartların incelenmesi gerekirken, tapu iptaline karar verilmesi eksik ve yetersiz inceleme ve araştırmaya dayalı olup isabetsizdir....

          Ancak TBK'nın 19.maddesine göre dava açılabilmesi için davacının İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak, davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığı ön koşul değil ise de, davacının böyle bir davayı açmakta hukuki yararı olması için davalıdan bir alacağının olması veya yasadan doğan bir talep hakkının (miras payı gibi) olması gereklidir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/01/2020 gün ve 2018/1597 E., 2020/50 K.sayılı emsal içtihadı) Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....

          UYAP Entegrasyonu