WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem muvazaa hem de tasarrufun iptali talepli olarak terditli dava açtıklarını, yeterli delil bulunduğunu, muvazaa iddiasının sonuçları ile tasarrufun iptali davasının sonuçlarının farklı olduğunu, ilk derece mahkemesince bu iki davanın sadece muvazaa başlığı altında birleştirildiğini, davanın terditli olarak açıldığı göz ardı edilerek muvazaanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddedildiğini, tasarrufun iptali yönünden değerlendirme yapılmadığını, tasarrufun iptali davası yönünden iptal şartlarının oluştuğunu, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, bu durumda artık iyiniyetin önemli olmadığını, ayrıca mutad dışı ödeme durumu bulunduğunu, bunun da iptal sebeplerinden olduğunu, ayrıca mahkemenin muvazaa yönünden yaptığı değerlendirmenin de hatalı olduğunu, sunulan sözleşmede taşınmazın emaneten ve şartlı verildiğinin yazılı olduğunu, resmi senette ise satış yazıldığını, bu durumun muvazaayı oluşturduğunu belirterek...

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme her ne kadar dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş ise de davanın İİK 277 ve devamı maddelerinin kıyasen uygulanması talepli TBK m.19 muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, muvazaa hukuksal nedenine dayalı açılan tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı/hak düşürücü sürenin söz konusu olmayacağını, Yerel Mahkemenin davayı muvazaa iddiası ile TBK m.19'a dayanarak açmalarını göz ardı ederek karar verdiğini, bu nedenle Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında hak düşürücü süre bulunmadığından istinaf taleplerinin kabulü ile yerleşik içtihatlara aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın TBK 19'a ilişkin tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilip karara bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir...

KARŞI OY YAZISI Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu işlemin muvazaalı olduğu yönündeki Dairemiz çoğunluğunun düşüncesine iştirak edildiğinden bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır....

    Kat no:9 sayılı taşınmazın satışının davacının alacaklı olduğu Mersin 5 İcra müd. 2019/14715 sayılı takip dosyası yönünden iptali ile davacıya bu icra dosyası yönünden alacak ve ferilerini karşılayacak miktarda cebri icra yetkisi verilmesine, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa terditli olarak açılan TBK. 19. maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir....

    Mahkemece, davanın İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline ilişkin olduğu, anılan Yasanın 277.maddesine göre tasarrufun iptali davaları elinde muvakkat (madde 105/2) yahut kati (madde 105/1,143) aciz vesikası bulunan alacaklı tarafından açılabileceği, somut olayda borçlular hakkında düzenlenmiş bir kesin ya da muvakkat aciz vesikası olmadığı gibi hali hazırda davacı tarafından başlatılmış bir ... takibi de bulunmadığı, davacının yapacağı iş, konu ettiği alacağının tahsili amacıyla ... takibine girişmek ve ... takibinde borçluların aciz içinde olduğu anlaşılırsa ve İİK madde 277 deki şartlar oluşursa, o halde tasarrufun iptali davası açması gerektiği, davacının tasarrufun iptali davası açmakta hukuki yararı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir....

      HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, İİK 277 ve Devamı Maddeleri Uyarınca Tasarrufun İptali, Olamazsa TBK 19. Madde Uyarınca Tasarrufun İptali istemine ilişkindir. Somut olayda; dava dilekçesindeki anlatım biçimine göre dava, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca Tasarrufun İptali, Olamazsa TBK 19. madde uyarınca Tasarrufun İptali istemine ilişkindir. Talep içeriğine göre öncelikle İİK. 277 ve devamı maddeleri uyarınca Tasarrufun İptali talebi hakkında değerlendirme yapılması gerekmektedir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 10. maddesinde; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....

      (Yargıtay 17 hukuk 2016/20288E 2018/7261K, 2019/2738E-2020/5058K) Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davalarında ise yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır.Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Genel Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19. Madde) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça eski eşi olan davalı T4'ın dava konusu taşınmazı açmış olduğu nafaka ve diğer alacaklarını sonuçsuz bırakmak amacıyla muvazaalı olarak davalı T3, T3'in davalı Tarife'ye, davalı Tarife'nin de Meryem'e devrettiğinin ileri sürülerek tasarrufun iptaline ve cebri icra yetkisi verilmesine yönelik talepte bulunduğu, mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine kararın verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı anlaşılmaktadır. Benzer bir olayda Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/1254 Esas, 2021/1330 Karar sayılı ilamında: "...Dava, 6098 sayılı TBK’nın 19. (mülga 818 sayılı BK’nın 18.) maddesinde düzenlenen genel muvazaa hukuksal sebebine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      , dolayısıyla dava konusu tasarruf işleminin TBK.19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali gerektiğini belirterek, müvekkil bakımından dava konusu taşınmaz üzerinde alacak ve tüm fer’ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesi ile İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına müvekkil şirketin bir güven kuruluşu olması sebebiyle teminatsız ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasını, davanın kabulü ile davacı bakımından davalıların, alacaklıyı zara uğratmak kastıyla yaptıkları tasarrufun İİK'nın 277.ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline, olmadığı takdirde TBK'nın 19.maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, takip dosyasındaki alacak ve tüm ferilerine yetecek miktarda cebri icra yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      ileri sürerek, TBK md.19 ve İİK 277 vd. maddeleri gereğince davalı-borçlunun devrettiği taşınmaz ile ilgili söz konusu devre ilişkin tasarrufun tapu tashihine mahal olmadan iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu