WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davanın muvazaa ile borçlunun alacaklılarını zarara uğratma kastıyla hareket ettiği iddiasıyla tasarrufun iptali davası ve taşınmazın uyuşmazlık konusu olmadığı, tasarrufun iptali davasının amacının tasarrufun paraya çevrilmesi suretiyle alacağın tazmin edilmesi olduğu değerlendirilerek tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu hali ile davacının istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, incelemeye konu tedbire ilişkin davanın hem aile konutu hukuksal nedenine dayalı (TMK,194) hem de muvazaa hukuksal nedenine dayalı (TBK,19) tapu iptal ve tescil davası olduğu hususu da gözetilerek davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi ve verilecek karar gerekçesinin karışıklığa mahal vermemek için hangi hukuksal sebebe dayandığının denetime açık olacak şekilde gerekçelendirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Her iki icra dosyasındaki borcun doğum tarihlerinin farklı olması, davaya konu taşınmazların tasarruf tarihleri dikkate alındığında davacı tarafın Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin 2019/8431 esas sayılı icra takip dosyasında tasarrufların borcun doğum tarihinden önce yapılması nedeniyle tasarrufun iptali davasının ön koşul yönünden gerçekleşmediği anlaşıldığından bu talebin ön koşul yokluğundan reddine, yine terdiden açılan muvazaa iddiasının ise; TBK 19. Madde yönünden de davaya konu taşınmazların tüketici kredisinin sözleşme tarihi olan 15/03/2019 tarihinden önce devredilmesi nedeniyle davacının sözleşme tarihi itibariyle davalı borçlu T4'da bir alacağının bulunmadığı, TBK 19. Maddeye dayalı muvazaa iddiasının ispatlanamadığı anlaşıldığından bu icra takibi bakımından muvazaaya dayalı iptal talebinin de esastan reddine karar verilmiştir....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2022 NUMARASI : 2022/601 ESAS, 2022/666 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine dayalı) KARAR : Turhal 2....

Davacı vekili 03.06.2022 tarihli istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı T5'den alacaklı olduğunu, bu sebeple iş bu davanın açılmasında müvekkilinin hukuki yararı bulunduğunu, devir işleminin TBK 19. madde kapsamında iptal edilmesinde ve kıyasen İİK 283/1,2 maddesinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığını, davalılardan T5 aleyhine, dava dışı Finansbank A.Ş. ile imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi kartı hesaplarından kaynaklanan borç üzerine borçlu aleyhinde Trabzon İcra Müd. 2020 /10713 ( Eski No: Trabzon 3.İcra 2012/10014) ve 2020/10714 ( Eski No: Trabzon 3.İcra 2012/10035 ) Esas nolu dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, borçlu hakkında yapılan takiplerin kesinleştiğini, Trabzon İcra Müd.2020/10713 ve 2020/10714 E.sayılı icra dosyalarının alacaklı Finansbank A.Ş. tarafından müvekkilime devir ve temlik edildiğini, davalılar aleyhine TBK 19. madde uyarınca muvazaa nedenine dayalı olarak iş bu tasarrufun iptali...

BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanmıştır....

HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa terditli olarak açılan TBK. 19. maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça dava konusu taşınmazın davalı borçlu T3 tarafından alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla diğer davalı akrabası T4 Özyakan üzerine geçirilmesine sebebiyet verildiğinin ileri sürülerek İİK 277 vd. maddeleri gereğince taşınmazla ilgili tasarrufun iptaline ve dava konusu taşınmazlar üzerine İİK 283. madde gereğince alacak sınırlı kalmak üzere cebri icra yoluyla takip yapma hakkı tanınmasına, mahkeme aksi kanaatte olur ise muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tazminata yönelik karar verilmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesinde İİK'nun 277 vd. Düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir....

Dava, İİK 277 ve TBK 19 maddesi gereğince muvazaa nedeniyle tasarrufun iptaline ilişkin olup, dava konusu taşınmazın borçlu davalı Kemal'den diğer davalı kardeş İklime'ye 24/10/2014 tarihinde tasarruf edildiği, eldeki davanın ise 5 yıllık İİK 284 maddesindeki hak düşürücü süreden sonra 22/05/2020 tarihinde ikame olunduğu, böylece İİK 277 maddesine dayalı tasarrufun iptali davasının hak düşürücü süre yönünden süresinin dolduğunun anlaşıldığı, ancak dava dilekçesinde TBK 19'a dayandırıldığından ve TBK 19 maddesinde de herhangi bir zaman aşımı veya hak düşürücü süre bulunmadığından davacının davasının muvazaa yönüyle incelendiği anlaşılmakla, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü...

Mahkemece, davacının, tasarrufun iptali davası ile elde edebileceği sonuçları tazminat davası ile elde etmeye çalıştığı ve taşınmazın davalı Banka’ya geçmesinde muvazaa bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair kararı Dairemizin 2013/8882 Esas 2014/16663 Karar sayılı ilamı ile davanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olması davanın dayanağını BK'nın 18. ( TBK 19.) maddesi teşkil etmesi nedeniyle, davanın şartlarına yönelik inceleme yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, davanın kabulüne İİK'nın 283. maddesi gereğince taşınmazın davalı ... tarafından ...'a satış tarihi olan 28/01/2007 tarihi itibari ile değeri olan 79.000,00 TL'nin ( takip konusu alacak ve ferilerinin miktarı bu miktardan fazla olduğu için ) davalılar ... ve ...'dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    BK'nun 19.maddesine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işleminde muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Yine Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır....

    CEVAP : Davalı T8 vekili, cevap dilekçesinde, özetle; davanın muvazaa davası değil tasarrufun iptali davası olduğunu, tasarrufun iptali davalarında hak düşürücü sürenin 5 yıl olduğunu, tasarrufun iptali davasının ön koşullarının gerçekleşmediğini, tasarrufun hukuka uygun yapıldığını, iptali istenen tasarrufların değerinin gerçek alacak miktarından çok fazla olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın muvazaa hükümlerine dayanarak zamanaşımından kurtulmaya çalıştığını, davanın zamanaşımından dolayı reddi gerektiğini, tapu satışlarının rayiç değerden yapıldığını, 6 yıl sonra böyle bir dava açılmasının her türlü hüsnü niyetten yoksun kötü niyetli bir davranış olduğunu, iddiaların gerçek dışı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu