Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

muvazaaya dayalı tasarrufun iptali olup davacı yanın şirket hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin ise reddine," karar verilmiştir....

Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayandığı ve hak düşürücü sürenin eldeki davaya uygulanmayacağı gözönüne alınarak, davacının talebine göre davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonucunda: Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 19.(eski 18.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde ve daha sonraki açıklamalardan anlaşılmaktadır. Öte yandan, davalı ... borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmazı önce Kayınbiraderi ...'e satmış, o da diğer davalı ...'e satmıştır. İlk satış 24.12.2003 ikinci satış 31.05.2010 tarihinde yapılmış ve her iki satıştan sonrada borçlu taşınmazda oturmaya devam ettiğinden davanın kabulü yönündeki kararı yerindedir....

    olduğunu, borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak, borçlarını ödememek ve aleyhlerine başlatılan takipleri sonuçsuz bırakmak adına şirket adına bulunan taşınmazları hacizli olarak davalıya devrettiğini, davalının taşınmazları hacizli olduğunu bilerek alması nedeni ile şirketi zarara uğrattığını, devir bedelinin çok düşük olduğunu beyanla 15 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan satış işleminin öncelikle muvazaalı olduğunun tespiti ile İİK 283/1 kıyasen uygulanarak haciz ve satışını isteyebilmelerine ve tasarrufun iptaline, muvazaa iddiasının kabul edilmemesi halinde İİK 277 eve devam gereğince tasarrufun iptali ile İİK 283 gereğince icra takibindeki alacak ve fer'ileri hakkında haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Gerek İİK'nun 277 ve devamı maddeleri, gerekse TBK'nun 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davaları ise tasarrufun aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalardır. Bu davalarda davanın kabul edilmesi halinde, olası davacı alacak ve eklentileri ile sınırlı olmak üzere tasarruf işleminin iptaline karar verilir. İİK'da, bu tür davalarda, geçici hukuki koruma tedbiri olarak kendine mahsus ihtiyati haciz yolu düzenlemesi yapıldığından HMK'nun 389 ve devamı maddelerine göre, tasarrufun konusu mal üzerine ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Açıklanan nedenlerle, davalı T2 vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

    konusu devirlerin gerçek olmadığını gösterdiğini, tüm bu hususların muvazaalı işlem yapıldığını kanıtladığını, yerel mahkemenin ret gerekçelerinin hukuka aykırı olduğunu, bu davanın İİK m. 277 vd. hükümlerine göre değil, TBK m. 19 gereği muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası olarak ikame edildiğini, özel bir dava şartı olarak, borçlunun aciz halini gösterir belgenin/vesikanın sunulması zorunluluğu İİK 277 vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davaları için geçerli olup, muvazaaya dayalı davalarda aranmadığını, muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davalarında icra takibine geçilme şartı olmadığı gibi aciz vesikası sunma zorunluluğu da bulunmadığını, yerel mahkemenin ret gerekçesinden biri olan aciz halinin ispatının ise İİK'ya göre açılan tasarrufun iptallerinde dava şartı olarak düzenlenmiş olmakla bu davada aranmayacağını, müvekkilinin alacağını tahsil edememiş olup icra ceza dosyalarının düşmesi sebebiyle borcun olmadığı sonucuna varılmasının eksik yargılama olduğunu gösterdiğini...

    Dava, İİK 277 ve TBK 19 maddesi gereğince muvazaa nedeniyle tasarrufun iptaline ilişkin olup, dava konusu taşınmazın borçlu davalı Kemal'den diğer davalı kardeş İklime'ye 24/10/2014 tarihinde tasarruf edildiği, eldeki davanın ise 5 yıllık İİK 284 maddesindeki hak düşürücü süreden sonra 22/05/2020 tarihinde ikame olunduğu, böylece İİK 277 maddesine dayalı tasarrufun iptali davasının hak düşürücü süre yönünden süresinin dolduğunun anlaşıldığı, ancak dava dilekçesinde TBK 19'a dayandırıldığından ve TBK 19 maddesinde de herhangi bir zaman aşımı veya hak düşürücü süre bulunmadığından davacının davasının muvazaa yönüyle incelendiği anlaşılmakla, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü...

    İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/336 ESAS, 2021/72 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla davalıların kendi aralarında danışıklı olarak yapmış oldukları, Kıroğlu Otomotiv Oto Kiralama Gıda Turizm Sanayi Ve Tic.Ltd.Şti. nin ,eski ortak borçlu T4 tarafından,diğer davalı T3 adına yapılan muvazaalı hisse ortaklık ve devir işlemine ilişkin tasarrufların TBK.’nun 19.maddesi ile İİK.’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptali ile borçlu T4 adına ortaklık defterine kaydı ile ticaret siciline tescil edilmesini, İstanbul 29.İcra Müdürlüğü, 2020/8690 E.sayılı icra...

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12.05.2022 NUMARASI : 2020/347 ESAS - 2022/114 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 vd. ile TBK m.19 Dayalı ) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen kararına karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

    UYAP Entegrasyonu