HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2451 KARAR NO : 2023/513 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İMAMOĞLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2020 NUMARASI : 2020/180 ESAS, 2020/184 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı T6 vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5.HUKUK DAİRESİ KARARININ GEREKÇESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi'nin 11/04/2023 Tarihli 2023/578 Esas 2023/1178 Karar sayılı kararında özetle: Davacının İİK 277 vd. maddeleri gereğince tasarrufun iptalini bunun mümkün olmaması halinde TBK'nın 19.maddesi gereğince tasarrufun iptalini talep ettiği, mahkemece 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle İİK'nın 277 vd. maddelerine dayalı açılan davanın reddine, terditli talep olan TBK 19.maddesi için de muvazaa olmadığı, gerçek satış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf talebinin terditli olarak açılan davada sadece TBK'nın 19.maddesine dayalı kısım için verilen karara yönelik olduğu, TBK 19.maddesine dayalı talepler yönünden kararı inceleme görevinin 1. Hukuk Dairesine ait olduğu gerekçesiyle dosyanın 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. İptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. Bu tür davalarda davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmekte olup alacaklının muvazaalı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için muvazaalı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla muvazaalı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Diğer taraftan İİK'nun 277. vd. maddelerde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....
Dava; ileri sürülüş biçimine göre; 6098 sayılı TBK m.19'a dayalı olarak açılmış muvazaa (nam-ı müstear) nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Gerek İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, gerekse TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Davacı tarafın talebi de zaten buna yöneliktir....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, dava niteliği itibarıyla Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2022 NUMARASI : 2021/469 ESAS, 2022/414 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine Dayalı ) KARAR : Tokat 1....
Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir ancak bu durum, 6098 sayılı TBK. nun 128. (818 sayılı BK. nun 110.) maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, 6098 sayılı TBK. nun 288. (818 sayılı BK. nun 238.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Esasen taşınmaz hissesinin sicil kaydı (mülkiyeti) da davalıya intikal ettirilmiştir. (TBK. nun 288/1.). (4.HD. 18.2.1985- 1984/9153 E, 1985/1223 K. YKD. 1985 Sayı Sh. 802). Bu durumda değinilen ilkeler çerçevesinde iddia ve buna ilişkin olgular birlikte değerlendirildiğinde anılan olguya değer verileceği kuşkusuzdur (TBK 288/ son). (Bknz. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2014/2903 Esas, 2015/11649 Karar sayılı ilamı) Tapu kaydında satış olarak gösterilmemesi, bağış ya da mehir olduğu belirtilerek devredilmesi gerekir. Tapuda satış gösterilmesi halinde muvazaa olacaktır....
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur....
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur....
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur....