Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 sayılı Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)). Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2019 NUMARASI : 2019/7 ESAS 2019/479 KARAR DAVA KONUSU : TBK 19. Maddesi Gereği Tasarrufun İptali KARAR : İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2019 tarih 2019/7 Esas 2019/479 Karar sayılı kararına karşı, davalı T3 vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kredi sözleşmeleri uyarınca davalı T5'den alacaklı olduğunu, ödeme yapmadığını, tahsili için İzmir 15. İcra Müdürlüğü'nün 2017/8617 sayılı dosyasında takip başlatıldığını, anılan takibin kesinleştiğini, davalı borçlu hakkında diğer davalının alacaklı sıfatıyla İzmir 19....

    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının talebinin muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemi mi yoksa miras bırakanın iradesinin ikrah yolu ile fesada uğratılması nedeni ile tapu iptal ve tescil istemi mi olduğu noktasında toplanmaktadır. Bu noktada muris muvazaası ve ikrah kavramları üzerinde durmakta yarar vardır. İrade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanan muvazaa, pozitif hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesinde düzenlenmiştir....

      Maddeleri uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19 gereği muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....

      İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; tasarrufun iptali isemine ilişkin olup dava dilekçesinde hem TBK'nun 19. maddesine, hem de İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanıldığı açıklanmıştır. Yüzeysel bakıldığında İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

      Hukuk Dairesinin 15/04/2019 gün 2016/18256 E. 2019/4779 K. sayılı ilamında; “…Dava TBK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

        Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1935 doğumlu mirasbırakan ...’ın 24.06.2012 tarihinde ölümüyle geride mirasçı olarak davacı kızı ..., davalı oğlu ... ile kendisinden önce ölen kızı ...’in dava dışı çocukları ..., ... ve ...’ı bıraktığı, mirasbırakanın çekişme konusu 11 ada 8 (söğütlük mevkii), 143 ada 53 ve 79, 108 ada 54, 150 ada 19 parsel sayılı taşınmazları 24.08.1999 tarihinde davalı oğlu ...’a satış suretiyle temlik ettiği, çekişme konusu 7 ada 17 parseldeki ¼ payın eski tapu kaydına istinaden 24.04.1984 tarihinde davalı ... adına tespit edildiği, tespitin itiraz edilmeksizin 21.10.1985 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

          İcra Dairesi'nin 2018/14854 Esas sayılı takip dosyasında senet ilişkisine dayalı alacaklısı T4 borçlusu Betkon T7 800.000,00- TL'lik 10 örnek takip tespit edildiğini, ancak söz konusu takibe dayanak senet ve bu takibe dayalı tüm icra işlemlerinin muvazaalı olduğunu, davalıların kendilerini korumak amacıyla tedbir amaçlı açtıkları bir takip olduğunu, borçlu şirket ile alacaklı şirket vekillerinin farklı dosyalarda aynı kişiler olmasının ve senedin düzenlendiği zaman ile takibe konulduğu zamanın da muvazaa ilişkisini açıkladığını, davalılar arasındaki alacak ilişkisinin muvazaalı olduğunun açık olduğu, muvazaa ilişkisine dayalı bir takibin iptali gündeme geldiğinde dava şartı olarak aciz belgesinin varlığının aranmayacağı, davalıların işbirliği içinde hareket ederek ciddi bir muvazaa ilişkisi doğurduklarının ortaya çıktığını belirterek fazlaya ilişkin her türlü dava ve alacak hakları saklı kalmak kaydıyla İzmir 12....

          Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....

            . 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu