Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki BK 18. maddesi (TBK 19.maddesi) uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davalarından dolayı yerel mahkemece verilen, gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 24.12.2020 gün ve 2020/495-2020/4616 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde dahili davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. - K A R A R - Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 490,00 TL para cezasının dahili davalı ...'den alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 123,60 TL peşin harcın karar düzeltme harcına mahsubuna .2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak, araç devirlerinde TBK.nun 19. maddesine istinaden genel muvazaa iddiasına dayalı olarak dava açılabilecektir. Nitekim, İlk Derece Mahkemesi tarafından da az yukarıda özetine yer verilen gerekçeli kararda davanın hukuksal nedeni olarak BK.md.19 gösterilmiş ve inceleme bu madde hükmü çerçevesinde yapılmıştır. Şu halde, eldeki uyuşmazlığın ilk derece mahkemesinin de kabulü nazara aınarak TBK.'nın 19. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan taşınır niteliğindeki traktör satışının iptaline yönelik olduğu, inceleme görevinin Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı kararının 4. Hukuk Dairesi işbölümünün 1. Maddesinde yer alan "TBK'nın 19.maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" ibaresi gereğince 4....

    BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve hak düşürücü süre eldeki davada uygulanmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın red edilmesi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, öncelikle İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak, olmadığı takdirde TBK 19. maddesine istinaden muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davasıdır HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır....

      İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından, davanın TBK 19.maddesinde yer alan muvazaa hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, davanın süresinde açılıp açılmadığının değerlendirilmediğini, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edildiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....

      Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabileceği, böyle bir iddia karşısında aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçların saptanması olduğu, davacının tazminat davası ile edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açtığı, taşınmaz satışının iptali ile alacağını temin etme imkanı olacağından davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir....

        Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. TBK'nın 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı, davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine de dayandığından, davanın İİK'nin 277. vd maddelerine göre, bu olmadığı taktirde TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....

        GEREKÇE: Dava,TBK'nun 19. maddesine göre açılan muvazaa nedeniyle iptal talebine ilişkindir. Talep, mahkemenin davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karara yöneliktir. İhtiyati haciz geçici bir hukuki koruma tedbiridir. İİK'nin 281/2. maddesinde "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur....

        KARŞI OY YAZISI Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu işlemin muvazaalı olduğu yönündeki Dairemiz çoğunluğunun düşüncesine iştirak edildiğinden bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır....

          Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu