WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, böyle hâllerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun TBK 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4- 286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir. Dava muris muvazaası kapsamında değil TBK'nın 19. Maddesi kapsamında incelemek gerekmektedir. Tavşanlı 2.Noterliği'nin 02 Mayıs 2012 tarihli 4453 yevmiye numaralı Hisse Devri Sözleşmesi incelendiğinde; T9 Tic. Ltd....

Ancak davacının aynı zamanda TBK 19. maddesi uyarınca muvazaalı işlemin iptali talebi olup bu yönden Mahkemece bir değerlendirme yapılmamıştır. Somut olayda davacının dava dilekçesinde İİK hükümleri ile birlikte TBK m.19 göre tasarrufun iptalini talep ettiği, takibin ilamsız icra takibi olduğu, davalı borçlu şirketin itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklı tarafından dosyaya itirazın iptali davası açıldığı yönünde bilgi verilmediği, ayrıca davacı alacaklının elinde geçici ya da kesin aciz vesikasının da bulunmadığı anlaşılmıştır. . Mahkemece öncelikle dava ön koşulları incelenerek, itirazın iptali davası açılmış ise bunun sonucunun, davacı başka bir alacak davası açmış ise bunun sonucunun beklenmesi ile ve sonucuna göre, TBK 19. Madde de değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre; uyuşmazlık, TBK m. 19 uyarınca, maaş haczindeki muvazaa iddiasından kaynaklı olup, İİK m. 140 gereği, teknik olarak düzenlenmiş sıra cetveli olmamasına göre; temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 05.07.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    (TBK 19.) maddesine dayalı muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Muvazaa hukuki nedenine dayalı açılan iptal davalarında aciz belgesinin aranmayacağı yerleşmiş Dairemiz içtihatlarındandır. Bu nedenle davanın reddi için bir neden değildir. Davalı borçlu ile diğer davalılar arasında akrabalık bulunup bulunmadığı ve akrabalık derecesinin ne olduğu da açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu hususa ilişkin yeterli araştırma yapılmadan ve işbu dava ile birlikte görülmeye başlandıktan sonra ayrılan diğer davalardaki akrabalık ilişkisi ile bu davadaki akrabalık bağının davanın çözümünde etkili olup olmadığı belirlenmeden gerektiğinde davacıdan bu konuda açıklama istenmeden yetersiz inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 01.12.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi....

      Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki davacı vekilinin sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

        iptali davası açma hakkının, alacaklının genel hükümlere (TBK. m. 19) göre muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davası açmasına engel teşkil etmediğini, İİK'ya dayanak açtıkları ve hali hazırda istinaf değerlendirmesinde bulunan dava sebep gösterilerek huzurdaki BK 19 uyarınca açtıkları muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasının usulden reddedilemeyeceğini, İİK 277 uyarınca açılan dava ile TBK 19 uyarınca açılan davanın yasa ve Yargıtay içtihatlarına göre birbiri aleyhinde derdestlik oluşturmayacağını" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....

        (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Kural olarak, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....

          Şirketler hukuku Türk Ticaret Kanununda (TTK) düzenlenmekle birlikte, somut olayda "anonim şirket nama yazılı hisse senetlerinin devirlerinin TTK'da ve ikincil ilgili mevzuatta düzenlenen usul ve esaslara uygun şekilde yapılmadığı veya hisse senetleri üzerinde hak sahipliğinin TTK'da düzenlenen usule uygun kazanılıp kazanılmadığı" hususlarının denetlenmesini gerektiren bir uyuşmazlık ve talep bulunmadığı, sadece "pay devrine ilişkin sözleşme ve işlemlerin muvazaa hukuksal nedeniyle iptaline karar verilmesinin" talep edilmekte olduğu, bu kapsamda uyuşmazlığın çözümlenmesinde mahkemece incelenip değerlendirilecek olan hukuki sebeplerin TTK şirketler hukuku hükümleri değil, Türk Borçlar Kanunu (TBK) md 19 ve devamında düzenlenen muvazaa hükümleri ile, hukuki işlemlerde fiil ehliyeti, iradeyi sakatlayan sebeplere ilişkin Türk Medeni Kanunu (TMK) ve TBK hükümleri olduğu, bu nedenle TBK md 19'a dayalı uyuşmazlıklarda genel hükümler uygulanacağından, davanın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı...

            Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin BK'nun 18(TBK'nun 19).maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali istemiş; Mahkemece de 27.9.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında davanın muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali davası olduğu belirlenmiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

              Dava konusu uyuşmazlığın, TBK'nun 19. maddesi gereğince genel muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, inceleme görevinin Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin 01.07.2022 tarih ve 1047 sayılı kararının 4. Hukuk Dairesi işbölümünün 1. maddesinde yer alan " TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, " ibaresi gereğince Dairemize ait olmayıp 4. Hukuk Dairesine ait olduğu anlaşılmakla Aidiyet (Gönderme) kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonucunda dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE oybirliğiyle kesin olarak karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu