Muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı davalara bakma görevi asliye hukuk mahkemelerine ait ise de, genel muvazaa hükümlerine göre açılan muvazaalı şirket payı devri işleminin iptali ile miras payı oranında tesciline ilişkin TBK'nın 19 maddesine dayalı olarak açılan davalara bakma görevi asliye ticaret mahkemelerine aittir. Önceki dairemiz kararında belirtildiği gibi, ilk derece mahkemesince, muris muvazaası hukuksal nedeni ile açılan davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği, davaya bakmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verildiği, dolayısı ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur. Mahkemece TBK'nun 19. madde gereğince muvazaalı işlemin var olup olmadığı konusunda toplanan delillere göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
muvazaalı takip olduğunu gösterdiğini, yapılan takibinde sadece maaş haczine yapıldığını, bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenlerle muvazaalı senet ve senede dayalı olan takibin ve bu takipten borçlu-davalı T5 maaşı üzerine konulan 1....
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, İİK. 277 ve devamı ile TBK 19. Maddelerine dayalı takibin iptali ve tahsil edilen paraların tahsili talebine ilişkindir. Davacı tarafından Kayseri 6. İcra Dairesinin 2017/4148 E. Sayılı dosyasından kredi sözleşmesi ve 30.01.2017 hesap kat ihtarnamesi dayanak gösterilmek suretiyle 05.04.2017 tarihinde 18.148,05.-TL üzerinden İlamsız İcra takibi yapılmış takip kesinleşmiştir. Kayseri 6. İcra Dairesinin 2018/4944 E. Sayılı dosyasından 02.05.2018 tarihinde davalı T4 tarafından davalı borçlu T6 hakkında 05.01.2018 tanzim, 10.04.2018 vadeli kambiyo senedi dayanak gösterilmek suretiyle takip yapıldığı ve davalı borçlunun maaşına konulduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili, Kayseri 6. İcra Dairesinin 2017/4148 E. Sayılı dosyasındaki takip miktarı olan 18.148,05....
Somut olayda davacının 04/08/2006 tarihli Kredi Kart Sözleşmesi ile davalı Alper'den alacaklı olduğunu ve alacaklı bulunduğu Çorum İcra Müdürlüğü'nün 2020/5120E-2020/7034E-2020/7047E sayılı dosyalarından icra takibi başlatıldığını borçlu ile diğer davalının ise Çorum İcra dairesinin 2019/90532E muvazaalı takip yaptığını ve borçlunun maaşına birinci sıradan haciz yapıldığını muvazaalı yapılan bu takibin iptali ile kendi alacaklarının ilk sıraya alınmasını istemekle eldeki dava, borçlunun maaşının üzerine konulan muhtelif hacizlerden bu davalının alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir....
Öte yandan, TBK’nın 19. maddesine göre açılan davalarda, davacının alacaklı olduğu şahıstan itibaren son malike kadar devam eden işlemlerdeki tarafların tümünün davada taraf olması ve bu şahısların tümünün muvazaalı işlem yaptıklarının ispatlanması gerekir. Somut olayda, dava TBK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılmıştır. Mahkemece, muvazaalı işlemin 23/01/2015 tarihinde gerçekleştiği, davacının alacağının daha sonra doğduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamıştır Davacı vekili, alacağının dayanağı olarak İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/486 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan rücuen vekalet ücreti alacağı olduğunu ileri sürmektedir. Bu davanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Alacağın kaynağı olarak 23/01/2015 tarihli sözleşmeyi göstermektedir. Dava konusu 11368 Ada 112 parselin tapu kayıtlarından, 04/07/2017 tarihinde arsa vasfı ile borçlu olduğu belirtilen ...'...
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK 19. maddesine dayalı muvazaalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmiş, karar davalı T1 vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava dilekçesi ile dava konusu aracın muvazaalı olarak devredildiği belirtilmek suretiyle, muvazaalı işlemin iptali taşınmazın devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulması talep edilmiş, mahkemenin 28/03/2021 tarihli ara kararı ile dava konusu aracın ruhsat kaydı üzerine devrin önlenmesi bakımından teminat karşılığı ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, davalının itirazı duruşmalı olarak incelenmiş ve itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 394. maddesi, "(1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz....
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; takibin konusu fatura alacağına ilişkindir. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir....
Şti. hakkında yaptığı takibin davacının alacağını engellemek amacıyla muvazaalı olarak yapıldığının anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277 .maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Yani davalılar arasında yapılan ve iptali istenilen işlem dayanağının gerçekte var olmamasına rağmen işlemin taraflarının varmış gibi hareket ederek üçüncü kişileri yanıltma amacı güderler....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır....