Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/04/2022 NUMARASI : 2021/441 ESAS, 2022/383 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. madde) KARAR : Samsun 2....

Mahkemece, davanın BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılması halinde sadece davacı adına tescilini isteyebileceğini, oysa davacının haciz ve satış yetkisi istediğini, İİK'nun 277.maddesine göre tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için ise elinde aciz vesikası olmadığı gibi 5 yıllık hakdüşürücü sürenin de geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur....

    Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden doğru bulup uygulamakla sorumludur. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalarda İİK’nun 277.maddesinden bahsetmiş ise de konu bölümünde davanın TBK’nun 19.maddesinin göndermesi ile İİK’nun 283.maddesinin uygulamasını istediğini, yargılama sırasında verdiği 27.08.2014 tarihli yazılı açıklamalarında da davanın TBK 19. maddesine dayanarak açtıklarını açıkça belirtmiştir....

      Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Davacı dava dilekçesinde davalı ile boşanma davaları olduğunu katılma alacağı için davalıya dava açtığını davalı üzerinde bulunan iki adet taşınmazı elinden çıkarma amaçlı olarak diğer davalı ile anlaşmalı olarak bono düzenleyerek Tokat İcra Müdürlüğünün 2022/9195E da takip yaptıklarını taşınmazların bu takibe istinaden satılacağını iddia ederek muvazaalı düzenlenen icra takibinin iptalini takibin durdurulmasını yada dosyaya girecek paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini istemiştir. Dava TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Davacı tedbiren icra takibinin durdurulmasına istemişse de takip hukukuna ilişkin işlemlerin bu aşamada durdurulması mümkün olmadığından mahkemece bu yöne ilişkin tedbir isteminin reddine karar verilmesi doğrudur....

      TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı gibi, bu davalarda hak düşürücü süre de uygulanmaz. Şu halde; davacı vekilinin dava dilekçesinin içeriğinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanması ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Davanın TBK'nın 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeyerek davacının eşinden kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı ve tasarrufun iptali davası koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2020 NUMARASI : 2020/95 ESAS 2020/323 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine Dayalı) KARAR : İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/12/2020 tarih 2020/95 Esas 2020/323 Karar sayılı kararına karşı, davalı Murat Can Uyar vekili ve davalı T6 tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kredi sözleşmeleri uyarınca davalı T6'dan alacaklı olduğunu, ödeme yapmadığını, tahsili için İzmir 9. İcra Müdürlüğü'nün 2019/6337 sayılı dosyasında takip başlatıldığını, anılan takibin kesinleştiğini, davalı borçlu hakkında diğer davalının alacaklı sıfatıyla İzmir 1....

        a dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, bildireceği delillerin toplanması ve sonucuna göre yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda dava konusu 1.12.2012 tanzim 11.3.2012 vadeli 25.000TL meblağlı senet ile bu senede dayalı olarak yapılan 2012/2234 sayılı takip dosyasının muvazaalı olup olmadığının belirlenmesi, muvazaalı olduğu belirlendiği takdirde İİK 283/1 madde kıyasen uygulanarak davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu muvazaalı senet ve bu senede dayalı takibin iptali ile muvazaalı senede dayalı takip dosyasından yapılan tahsilatın davacılara ödenmesi; aksi takdirde yani muvazaanın ispatlanamaması hâlinde davanın reddine karar vermesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur. Mahkemece; davanın takip iptal davası olmayıp sıra cetvelinin iptali (düzeltilmesi) davası olduğu, bu nedenle, dava dışı ...'...

          Evrak kapsamına göre muvazaalı olduğu belirtilen icra takibinin başlangıcı 27/07/2015 olup, davacı alacaklı tarafından 11/08/2015 ve 18/08/2015 tarihli çekler ile ilgili olarak 25/08/2015 tarihinde takip başlatılmıştır. Her nekadar çeklerin ödeme aracı olarak ileri tarihli düzenlenmesi ticari hayatta karşılaşılan bir durum ise de mahkemece çeklere dayanak borç, borcun doğum tarihi hususnda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Davalı borçlu şirket davacı alacaklı şirketin bayisi olup, aralarında ticari ilişkinin olduğu sabit ise de çeklerin verilmesine ilişkin borcun nezaman doğduğu, çeklerin ne zaman verildiği hususunda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Gerek BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davaları olsun gerekse İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davaları olsun, davanın görülebilmesi için davacının borcunun iptali istenilen işlemden önce doğmuş olması gerekir....

          Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277. ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. (Yargıtay 17 hukuk 2016/10467E,2019/1972K) Tüm bu anlatılanlardan sonra davacı hem İİK 277 hem de TBK 19. Maddesine dayalı olarak eldeki davayı açmakla TBK 19. Maddesine dayalı açılan davalarda aciz vesikası almadan dava açılabilmesine kaldı ki davacının istinaf aşamasında borçlunun adresinde 10/10/2020 tarihinde haciz yaptıklarına dair aciz vesikası hükmündeki haciz tutanağını sunmuş olmakla acz vesikası olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması hatalıdır....

          Dava, borçlunun maaşının üzerine konulan muhtelif hacizlerden bu davalının alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir.Dava dilekçesindeki açıklamalarda TBK 19.maddesine dayanarak açtıkları anlaşılmaktadır. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabilir. Çünkü yapılan yargılama sonunda dava konusu takibin muvazaalı olduğunun anlaşılması halinde İİK'nun 283.maddesinin kıyasen uygulanarak, anılan takip dosyasının alacaklısının yaptığı tahsilatların davacıya iadesi gerekeceği gibi davacının haciz sırasıda değişecektir. Bu nedenle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Somut olayda davacının alacaklı bulunduğu ......

            UYAP Entegrasyonu