ın diğer davalı kardeşi ile birlikte hareket ettiğini, satışın muvazaalı olduğunu öne sürdüğü ancak bu iddianın kanıtlanmadığı, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedelinin, rayiç bedelinin altında olmasının, tek başına muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeter nitelikte olmadığı, dosyaya celp edilen ... 5. Ağır Ceza Mahkemesine ait dosya örneğinden; davacının, eşine ait taşınmazları üzerine almak için 3.kişilerle birlikte hareket ettiği, dava konusu satışın muvazaalı olmadığı, tasarrufun iptaline ilişkin talebin dayanağının bulunmadığı, davalı ...'in kötü niyetinin kanıtlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işemin iptaline ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı ... arasında ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/02/2023 NUMARASI : 2022/192 ESAS, 2023/58 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19, İİK 277 ve devamı) KARAR : Merzifon 1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; davalıların belirttikleri şekilde birbirlerinden borç ve alacak ilişkisinde bulunmuş olabileceklerine ilişkin savunma konusunda mahkemenin ikna olmadığı, aralarındaki bu senedin davacının alacağını engellemek için davalılar tarafından muvazaalı olarak düzenlenmiş olduğu kanaatine ulaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı ... davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığını, dava konusu takibe ilişkin senedin boşanmadan önce verildiğini, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) TBK'nın 19 uncu maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TBK 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir. Somut olayda; davacı vekilinin, davalılar arasında yapılan tasarrufun iptalini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda iptali istenen tasarrufun sözleşmeden önceki bir tarihte gerçekleştiği görülerek davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....
Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme yapmak Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesine ve davanın ileri sürülüş şekline bakıldığında eldeki dava TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme her ne kadar dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş ise de davanın İİK 277 ve devamı maddelerinin kıyasen uygulanması talepli TBK m.19 muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, muvazaa hukuksal nedenine dayalı açılan tasarrufun iptali davalarında zamanaşımı/hak düşürücü sürenin söz konusu olmayacağını, Yerel Mahkemenin davayı muvazaa iddiası ile TBK m.19'a dayanarak açmalarını göz ardı ederek karar verdiğini, bu nedenle Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında hak düşürücü süre bulunmadığından istinaf taleplerinin kabulü ile yerleşik içtihatlara aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın TBK 19'a ilişkin tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilip karara bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davanın TBK 19 maddesi gereğince açılmış muvazaalı işlemin iptali davası olduğunu, davaya konu taşınmaz üzerine konulmasını talep ettiği tedbir kararının mahkemenin nasıl olduysa dava konusunun tedbir istenen taşınmaz olmadığı gibi bir değerlendirme yaparak taleplerini ret ettiğini, oysa tam da davaya konu taşınmaz ile tedbir istenen taşınmazın aynı olduğunu, telafisi imkansız zararlarının doğmaması için ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin kaldırılmasını istinaf yolu ile talep etmiştir....
Dava dilekçesindeki anlatım ve mahkemenin nitelemesi, davanın TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. BK'nun 19. Maddesine dayanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....
Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı ...'ın temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK'nun 19.maddesine göre açılan davada amaç alacaklının alacağına kavuşmasını temin olduğu için, muvazaalı işlemin alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır. Öte yandan davacının davasının kabulüne karar verildiğine göre davanın başında peşin olarak yatırdığı harcında davalılardan alınara davacıya verilmesi gerekirken bu hususunda dikkate alınmaması isabetli olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....