Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.04.1990 tarih, 1990/1-152-236 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; bir davada birden çok hukuksal sebebe dayanılması olanaklıdır. Bu halde, mahkemece önem sırası dikkate alınmak suretiyle her bir hukuki sebep yönünden araştırma yapılması zorunludur. Somut olayda, yargılama sırasında ıslah ile davacılar muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tenkise isteğinde bulunmuşlardır. Ne varki, mahkemece muris muvazası hukuksal nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteği bakımından bir inceleme ve değerlendirme yapılmış değildir. Bilindiği üzere,uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 30.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

        Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur....

          Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davanın kabulüne, dava konusu parsellerin davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline ilişkin karar Dairece, "davanın hile hukuksal nedenine dayanılarak açıldığı, taraflar arasında görülen 2005-74 Esas-53 Karar sayılı davada aynı taşınmazlar yönünden hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istenildiği, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilip kararın 23.10.2008 tarihinde kesinleştiği, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğine" değinilerek bozulmuş, mahkemece, taraflar arasındaki önceki hükmün hata ve hile hukuki nedenine dayanılarak açıldığı, eldeki davanın muvazaa hukuki nedenine dayanılarak açıldığı, ortada kesin hükmün varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir....

              Davalılar, muvazaa iddialarının doğru olmadığını, yapılan satış işlemlerinin gerçek olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, olayın gelişim biçimi, taraflar arasındaki yakınlık, tanık anlatımları ve satış tarihi dikkate alınarak muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, BK 18. (TBK 19.) maddesi kapsamında açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Davacıların amacı, açtıkları dava sonucunda alacaklarının tahsili olanağına kavuşmaktır....

                Açıklanan bu yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, gerek İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarında gerekse TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davalarında, davanın görülebilirlik şartlarından birisi alacağın varlığı, bir diğeri de alacağın iptal isteğine konu tasarruftan önce doğmuş olması gereğidir....

                Diğer taraftan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir. Hal böyle olunca; 1015 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak miras payları oranında tapu iptal ve tescil isteyebileceği, yukarıda belirtilen ilkeler de gözetilerek, mirasbırakan ile taraflar arasındaki beşeri ilişkilerin saptanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın gerçek niyetinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....

                  Dava TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukusal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde ve davanın TBK’nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, eldeki dava yönünden davacının aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili dava konusu muvazaalı tasarrufun ... 3.İcra Müdürlüğünün 2012/13562 sayılı dosyasındaki alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak iptalini talep ettiği halde, Mahkemece davacının alacaklı olduğu ... 1.icra Müdürlüğünün 2011/13449 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden...

                    UYAP Entegrasyonu