Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre, asıl davanın açılmamış sayılmasına ve birleştirilen davanın tazminat yönünden kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından, tarafların yerinde görülmeyen öteki temyiz itirazlarının reddine. Ne var ki, bozma öncesinde taşınmazın değerinin 630.000,00TL olduğuna ilişkin bilirkişi raporuna birleştirilen davanın davacıları tarafından itiraz edildiği, Daire bozma kararı ile de mahkeme kararının tümden ortadan kalktığı ve bozma kararında taşınmazın değeri bakımından kazanılmış hak oluşturacak bir hüküm de bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; tapu kaydı iptal edilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazın kadastro tespit çalışmalarında 2/B alanı olarak belirlenmesi sonucunda 6292 Sayılı Kanununun 7.maddesi uyarınca bedelsiz iadesi, aksi takdirde tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 27.01.2017 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,04.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın 6292 sayılı Yasa uyarınca taşınmazın bedelinin iadesi olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 07/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Asıl davada davacının yargılamanın iadesi ve tazminat isteminin bu nedenlerle reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle yerel mahkmece ve Bölge Adliye Mahkemesince reddi doğru değil ise de, netice itibariyle doğru bulunan hükmün onanması gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/620 E. sayılı davasına ilişkin temyiz itirazları yönünden; davacı vekili birleşen davasında, ıslah yoluyla TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talep ettiği asıl davasına ek olarak 381.140.,00.-TL tazminat talebinde bulunmuştur. Yargılamanın yenilenmesi istemi ile açılan davada, az yukarıda belirtildiği üzere, kanunun aradığı yargılamanın iadesi koşullarının oluşmadığı ve ıslah da mümkün bulunmadığından asıl davada yer alan tazminat istemi yönünden davanın reddi doğru ise de, sadece tazminat istemiyle açılan birleşen dosya yönünden aynı gerekçeler ile davanın reddi doğru görülmemiştir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dava konusu ... 879 parsel sayılı taşınmazın 20.09.2012 olan değerlendirme, somut emsal olarak incelenen ... 106 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise değerlendirmeye esas alınan 07.11.2006 olan satış tarihleri itibariyle imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıklarının, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının ilgili belediye imar ve tapu müdürlüklerinden, 2-Dava konusu taşınmaz ile emsalin ilk tesis tarihinden itibaren tüm tedavülleriyle tapu kayıtlarının ve emsal alınan 106 ada 2 parsel sayılı taşınmazın değerlendirmeye esas alınan 07.11.2006 tarihli resmi satış akit tablolarının (alıcı, satıcı ve satış bedelini gösteren) onaylı ve okunaklı örneğinin tapu müdürlüklerinden, 3-Dava konusu taşınmazın ve somut emsal alınan 106 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu cadde veya sokak itibariyle belediyece belirlenen 2013 yılı emlak vergisine esas asgari m² değerinin ilgili...

            Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın müteahhit firma yönünden husumetten reddine, ... yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı ... vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, müteahhit firma hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ...’ ne karşı açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı- davalı vekili tarafından, davalı- davacı aleyhine 15.07.2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat, ikinci kademede tapu iptali ve tescil, karşı dava ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın ve karşı davanın reddine dair verilen 20.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava tazminat, ikinci kademede tapu iptali ve tescil, karşı dava manevi tazminat isteğine ilişkindir....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/235E-2012/481K sayılı dosyasında satış vaadi sözleşmesine dayalı tazminat davası açtıklarını, ancak bu dava sırasında taşınmazın değerinin tespit edilip hükmedildiğini, ağaçların hesaplamaya dahil edilmediğini, müvekkilinin satış vaadine istinaden iyi niyetli olarak taşınmazda ağaçlandırma yaptığını iddia ederek, ağaçların değeri olan 56.000TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin miras bırakanı ...'ın satış vaadi sözleşmesi ile satmış olduğu taşınmazın davalılar adına kayıtlı olmadığı için tapuda satışının yapılamadığını, ancak taşınmazın davacı tarafa fiilen teslim edildiğini, halen davacının taşınmazın zilyedi durumunda olduğunu, taşınmazı kullandığını ekip diktiğini, taşınmazdan fiilen yararlandığını bu sebeple ağaçlardan dolayı müvekkillerinden tazminat isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

                  Hukuk Dairesi tarafından, taşınmazın arsa vasfında olduğu kabul edilerek 2016/311-8633 sayılı kararla onandığı, aynı kişilerce açılan yargılamanın iadesi isteminin de karar tarihinden sonra tapuya işlenen orman şerhinin yargılamanın iadesi nedeni olmadığı gerekçesiyle ...22....

                    ten 07.11.1999 tarihinde satın aldığı ve zilyetliğini devralıp uzun süre(10.11.2010 tarihine kadar) malik sıfatı ile içinde oturduğu dairenin tapusunun devredilmediğini; daha sonra, diğer davalı ...'ye devredildiğini; açtığı tapu iptali-tescil davasının da reddedildiğini belirterek; 07.11.1999 tarihinde ödemiş olduğu 5750 TL'nin şimdilik karşılığının ve daireye yapılmış olan masrafların bedeli olarak şimdilik 5.000 TL'nin, taşınmazı tahliye ettiği 10.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, cevap dilekçesinde; davacı tarafın dayandığı ve dosyaya sunulan 07.11.1999 tarihli adi satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, harici satış nedeni ile tazminat istenemeyeceğini; kaldı ki, davaya konu geçersiz sözleşmede müvekkillerinin taraf olmadığını; davanın zamanaşımına uğradığını savunarak; davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu