DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı adına kayıtlı taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğindeki takyidatların kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı taşınmaz üzerine şerh edilen ipotek ve tüm haciz şerlerinin yani hukuki ayıp niteliğinde bulunan kısıtlamaların da kaldırılmasını istemiş mahkemece bu kısıtlamalara konu alacak lehdarlar aleyhine dava açılması gerekirken önceki malike karşı dava açılmış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı, davalı inşaat firması Garanti Koza'dan satın aldığı taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan takyidatların kaldırılmasını talep etmiş olmakla taşınmazın kendisine hukuki ayıplı olarak teslim ve tescil edildiğini iddia etmektedir. Bu haliyle taşınmazı satın aldığı Garanti Koza Şirketi ile takyidat alacaklıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. Davalı Akbank T.A.Ş. vekili İDM'nin 11/11/2022 tarihli davalı Akbank vekilinin tedbire itirazının reddine ilişkin ara kararını süresinde istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tespit edilen eksiklik ve ayıpların açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu yönünde net bir ayrım yapılmadığı gibi, “gizli ayıp” lı olarak belirtilen taşınmazdaki sorunların ne zaman oluştuğu ya da oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki alıcının ne zaman farkedebileceği ile taşınmazın teslim tarihi göz önünde bulundurularak yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 223. maddesi hükmü ile gizli ayıplar yönünden yüklenen “derhal ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükü davacılardadır....
Ayrıca hüküm fıkrasının 2. maddesinde ipotek sözleşmesinin hükümsüzlüğüne karar verilmiş ancak bu sözleşmenin konusu olan ipoteklerin hangi taşınmazlar üzerine konulduğu ve hangi ipoteklerin fekki gerektiği belirsiz bırakılarak tapu sicil müdürünün insiyatifine bırakılmış ve hükmün icrasında belirsizlik olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiple ilgili açılan menfi tespit davası için herşeyiyle ayrı bir hüküm fıkrası, birleştirilen ipoteğin hükümsüzlük nedeniyle fekki davası için bütün unsurları ile ayrı bir hüküm oluşturmak ve hüküm fıkralarının icrasını mümkün kılacak şekilde ayrıntılı yazmaktan ibarettir. Ayrıca hükmüne uyulan bozma kararı gereğinin yerine getirilmemesinin birkaç kere olması halinde bunun ilgili hakim hakkında sorumluluk gerektireceği de bilinmelidir....
Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir. Tüketicinin aldığı mal ya da hizmetten faydalanma olanağını azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran hukuki yasaklama ya da sınırlamaların varlığı halinde hukuki ayıp söz konusu olur....
nin son ödemesini 31.03.2011 tarihinde yaptığı ve dosyanın bu tarihin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra yasal süresi içinde arşive sevk edildiğini, davalının ipoteklerin fekki için şirketle irtibata geçtiğini, davalının 8 yıl sonra talep ettiği fek işlemleriyle ilgili olarak dosyaların arşivden çıkartılarak incelenmesi, masraf ve emek harcamayı gerektirdiğinden hizmet bedeli talep edilmesinin hukuk ve hakkaniyete uygun olduğunu, yapılacak inceleme neticesinde ipoteklerin kaldırılmasının uygun görülmesi halinde talep edilen bir hizmet bedeli olduğunu, ipoteklerin fekkinin ön şartı hizmet bedelinin ödenmesi değil, davalıların imzaladıkları protokollere göre ödemelerini zamanında ve tam olarak yapıp yapmadığının belirlenmesi olduğunu, yapılan incelemede, müvekkili şirket tarafından bir ibraname verilmediği, yapılan protokollerde ipoteklerin fek edileceğine dair bir hüküm bulunmadığını, protokollerde ipoteklerin fekki için masraf alındığına ya da bundan sonra alınmayacağın dair bir hüküm bulunmadığını...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dava, banka kredi sözleşmesi nedeniyle tapu kaydı üzerine konulan ipoteklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile ipoteklerin fekki istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.12.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık eksik imza ve eksik belge ile düzenlenen ipoteklerin terkini ve fekki istemine ilişkin olup, bankacılık işleminden kaynaklanan bir ihtilaf bulunmamasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın haciz ve ipoteklerin fekki hususunda her ne kadar taraflarına dava açmışsa da taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotekleri kaldırması için dava edilmesi gereken tarafın müvekkil şirketinin olmadığını, müvekkil şirketin müşterilerinin sözleşmesel şartları yerine getirmesi halinde mülkiyet devrine hazır olduğunu, ancak davacı tarafından satın alınan bağımsız bölüm üzerinde T6 lehine 1.750.000.000,00 TL, T8 Şirketi lehine 53.621.000,00 Euro değerinde ipotek tesis edilmiş olup ipoteklerin yasal mevzuat ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı şekilde terkin edilmemesi sebebiyle davacı tarafa takyidatsız tapu devri yapılamadığını, davacının ipoteklerin fekki hususundaki talebi açısından müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağından ve bu dava konusu açısından davada hasım gösterilemeyeceğinden husumet açısından iş bu davaya itiraz ettiklerini, müvekkili şirket tapunun devrini gerçekleştirmek amacıyla gerekli prosedürü işleterek taşınmazın tapusunu...
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Bu kapsamda yapılan incelemede, asıl ve birleşen davada davacının, dava konusu taşınmazlar üzerindeki davalılara ait ipoteklerin kaldırılmasını ve ipotekler sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği anlaşılmıştır....