Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İNCELEME VE GEREKÇE: Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda, Dava, alacak (gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan) davasıdır mahkememizce yapılan yargılama sonucunda-------- ile davanın reddine karar verilmiş olup , tarafların verilen kararı istinaf etmesi üzerine------- sayılı ilamıyla "somut olay, taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine istinaden satın alınan 2 adet ofisin dava tarihi itibariyle teslim edilmemesi nedeniyle teslimi ve dayalı geç teslimden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu ofisler davacı tarafça yatırım amaçlı alınmış olmakla Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun tüketici işlemi değildir ancak davaya konu bağımsız bölümlerin ofis olması ve yatırım amaçlı satın alınması nedeniyle her iki yanın ticari işletmesinden kaynaklanmadığından nispi ticari dava ve Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir....

    Asliye Ticaret Mahkemesince, "...taraflar arasındaki ihtilafın taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, kambiyo senedinden kaynaklı bir alacak bulunmadığı dolayısıyla mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığından işbu dava açısından ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği,..." denilmek suretiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Eldeki dava, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan yoksun kalınan kazanç ile bedeli ödenmeyen müteahhitlik bedeli ve masrafların ödenmesi istemine ilişkindir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22 nci maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213 üncü maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı ve Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağının bulunmaması halinde ise 6098 sayılı TBK'nun 112, 123, ve 125. maddelerinin dikkate alınması gerekmektedir. Somut olaya gelince, her ne kadar davaya konu satış vaadi sözleşmesinde 508 ada 57 parselde kain taşınmaz üzerinde bulunan 5 katlı binanın dubleks katının satışı vaad edilmiş ise de, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olup davalı dışında başka paydaş veya paydaşların da bulunduğu ve taşınmazda henüz kat irtifakı ya da kat mülkiyetinin kurulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davaya konu satış vaadi sözleşmesinde pay devri de öngörülmediğinden satış vaadi sözleşmesinin bu aşamada ifa olanağı bulunduğundan söz edilemez. Bu durumda davacının tapu iptali ve tescile ilişkin talebi yerinde değildir....

          DELİLLER : Tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, vekaletname, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava dışı Murat Aydın'a vekaleten davacı vekil T1 ile davalı arasında noterde düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdedilmiş olup dava T1 adına açılmış olup HMK'nun 114/1- d maddesi uyarınca davacının dayanak satış vaadi sözleşmesinde alıcı olmadığı, satın almayı vaat eden Murat Aydın'ın vekili olduğu ve satış vaadi sözleşmesini vekil sıfatıyla imzaladığı, temsilci niteliğine sahip bulunmadığını ve davayı takip yetkisine sahip olmadığı anlaşılmakla yerel mahkemenin kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür....

          Noterliğinin 21.09.2004 tarih 11349 yevmiye sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin satış bedeli olan 7.000,00- TL'yi peşin olarak ödediğini, davalının 15/06/2005 tarihinde taşınmazın devrini gerçekleştirmediğini, müvekkilinin davalı T3 ve dava dışı kişiler tarafından dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak Kars Kadastro Mahkemesinde dava açtığını ve yargılamanın devam ettiğini öğrendiğini, Kars Kadastro Mahkemesinin 2005/2 E., 2013/28 K. sayılı kararı ile dosyanın karara çıktığını, kararın 03/03/2017 tarihinde Yargıtay ilamı ile onandığını, ne var ki devrin halen gerçekleştirmediğini ileri sürerek, taşınmaz elbirliği ile mülkiyete konu ise elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi için taraflarına yetki verilmesini, bilahare taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereği 1000 m2'nin ifrazı ile müvekkili adına tesciline, bu talepleri kabul edilmeyecekse sözleşmenin başlangıçta geçerli olarak kurulmuş olmasına...

          Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

            Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

              (Telefoncu) vekili, 26.12.1988 tarihli satış vaadi sözleşmesinin hile ile temin edilmiş belge olduğunu, sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

                Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Dava konusu taşınmaz halen Kadastro Mahkemesinde itirazlıdır. Bu haliyle ifa olanağı bulunmayan gayrimenkul satış sözleşmesine dayanan işbu Davanın usulden REDDİNE, yönelik karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu