Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, taşınmaz satış vaadi ve barter sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, bu mümkün olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsili, bu mümkün olmadığı taktirde ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkememize tevzi edilen; ----- görevsizlik kararı ile ----sayılı dosyasına kaydının yapıldığı, ---- sayılı görevsizlik kararı verilerek dosyanın ---- gönderildiği, ----- Kararı ile yargı yeri olarak mahkememiz belirlenmiş olmakla dava mahkememizin ---- kaydı yapılmıştır. Davacı vekilince sunulan 10/10/2023 tarihli dilekçe ile; dava konusu taşınmazın müvekkiline devrinin yapıldığını bu nedenle davadan feragat ettiklerini, bu yönde karar verilmesini talep etmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, taşınmaz satış vaadi ve barter sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, bu mümkün olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsili, bu mümkün olmadığı taktirde ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkememize tevzi edilen; ----- görevsizlik kararı ile ----sayılı dosyasına kaydının yapıldığı, ---- sayılı görevsizlik kararı verilerek dosyanın ---- gönderildiği, ----- Kararı ile yargı yeri olarak mahkememiz belirlenmiş olmakla dava mahkememizin ---- kaydı yapılmıştır. Davacı vekilince sunulan 10/10/2023 tarihli dilekçe ile; dava konusu taşınmazın müvekkiline devrinin yapıldığını bu nedenle davadan feragat ettiklerini, bu yönde karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni" KARAR Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin feshi isteğine ilişkin olup Sulh Hukuk Mahkemesince hükme bağlandığından kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi uyarınca 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa; iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. (Bknz. Yargıtay 14. H. D.'nin 2016/661 Esas, 2018/5376 Kar. S. ilamı, Yargıtay 14. H. D.'nin 2017/3627 Esas, 2017/7555 karar sayılı ilamı) Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.09.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların murisi ...'ın 13.12.1989 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, ... ilçesi, 1091 parsel sayılı taşınmazdaki murisi ...'...

          Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil/taminat istemine ilişkindir. Burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus da, kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmamış ancak üzerinde bağımsız bölümler bulunacak şekilde bina yapılmış taşınmazlarda satış vaadi sözleşmesi yapılmasının geçerli hüküm ve sonuç doğurup doğurmayacağıdır. Gerçekten, bu gibi taşınmazlar tapuda “arsa niteliğinde” kayıtlı olmalarına rağmen üzerine yapılan bina sebebiyle daha karmaşık bir hukuki yapı gösterir....

          Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez....

          Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

          Gerçekten, dayanağını Borçlar Kanununun 22.maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmasında amaç bir taşınmazın satış işlemini yapmak değil, satış işlemi ileride yapılmak üzere ön akit düzenlemektir. İlerde yapılması kararlaştırılan sözleşme ise taşınmaz satışıdır. Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz mülkiyetinin iradi olarak vaad alacaklısına geçirilmemesi halinde Türk Medeni Kanununun 716.maddesinden yararlanacak olan vaad alacaklısı mülkiyetin hükmen geçirilmesini mahkemeden talep edebilir. Mahkemenin kuracağı hüküm, aynı zamanda vaad borçlusunun satış iradesi yerine de geçecektir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde bulunması gereken asgari objektif unsurlar arasında sözleşme konusunun belirli olması da aranır. Zira, az yukarıda sözü edildiği üzere satış vaadi sözleşmeleri ileride bir taşınmaz satımı için yapılacak asıl sözleşmenin ön sözleşmesidir....

            mirasçı oldukları taşınmazlarda hisselerine düşen taşınmaz bedelini davacıya ödemeleri gerektiği, satış vaad eden davalı T11 sağ olduğu ve hissesine düşen bedelin davalı T11 tahsili gerektiği, satış vaad eden Zekiye Doğan ölü olmakla satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan borcu nedeni ile hissesine düşen taşınmaz bedelinin mirasçılarından tahsili gerektiği anlaşılmakla, tapu iptali tescil davasının reddine, terditli olarak talep edilen alacak davasının kabulüne karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu