Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığında Türk Borçlar Kanunu 77. ve 136. maddeleri dikkate alınması gerekir. Somut olayda; taraflar arasında ... 5....

    Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olayda dayanılan 29.11.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi kanuna ve usulüne uygun düzenlenmiş geçerli bir sözleşmedir. Ancak satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....

      Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün değilse rayiç bedelin tahsili istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.08.2001 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.06.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayrı ayrı düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmelerine dayalı 41 parça taşınmazdaki davalılara ait kaydın tapu iptal ve tescili, ikinci kademede ise sözleşmenin ademi ifası sebebiyle 977.459.71 TL’nin tazminat olarak tahsili istemlerine ilişkindir. Bazı davalılar dayanılan satış vaadi sözleşmelerinin sahte vekaletname ile yapıldığını, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunmada bulunmamıştır....

          adına kayıtlı olup mirasçısı olan davalıların bu hisselerini 7.7.1998 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesi ile dava dışı ... ’a Satmayı vaad edip bedelini aldıklarını, ... ’ın 20.12.2004 temlikname ile satış vaadi sözleşmesinden doğan hak ve alacaklarını, kendisine temlik ettiğini, 31.1.2005 tarihli ihtarname ile davalılardan satış vaadi sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesini istediğini ancak davalıların sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakkı mahfuz kalarak 5.100.00 YTL. zararın 25.1.2005 tarihinden yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalılar davaya karşı cevap vermedikleri gibi yargılamaya da katılmamışlardır. Mahkemece, davalılar aleyhine ferağa icbar davası açılması mümkün olduğundan açılan tazminat davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; Kat Karşılığı İnşaat Yapım ve Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 15. Hukuk Dairesine gönderilmesine 17/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Somut olayda; kayıt malikinin mülkiyeti satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın bertaraf edilmesi kastiyle kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, malikin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi olup olmadığının araştırılması zorunludur. Burada, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilip edilmediğinin önemi yoktur. Önemli olan, mülkiyet hakkı sahibinin satış vaadi sözleşmesini bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının saptanmasıdır. Dava dosyasında toplanan delillerden, davalı ...’in diğer davalı ...’nin yeğeni olduğu, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu kasabada ikamet ettikleri anlaşılmaktadır. Özellikle davalı ...’nin 28.01.2008 tarihli keşif tutanağına geçirilen beyanından davalı ...’in davacı ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığını bildiği halde taşınmazı tapudan satın aldığı görülmektedir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Asıl dava; satış vaadi sözleşmesinin feshinin hükmen tespiti, karşı dava ise satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı feraga icbar istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl davanın davacısı tarafından temyiz edilmiştir.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 08.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu