Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin mahkeme kararı ile geriye etkili şekilde feshedilmiş olduğunu, TBK'nın 125.maddesi ile aynı kanunun 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre fesih halinde tarafların karşılıklı olarak birbirlerine verdiklerinin, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesini isteyebileceklerini, yine fesih halinde ancak menfi zararların talep edilebileceğini, cezai şart ve gecikme tazminatı istemlerinin fesih halinde kabulünün mümkün olmadığını, davacının gecikme tazminatı istemiyle açtığı işbu davanın da bu gerekçelerle reddine dair hüküm kurulmuş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasında düzenlenen Ankara 52....

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez....

    Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

      Naterliği’nde 05.10.2006 tarih, 16484 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanmış, bu sözleşmede ferağı takririnin 30.09.2007 tarihinde verileceği, şart gerçekleşmesine rağmen tapuyu vermezse alıcının ödediği anaparayı, sözleşmenin yapıldığı tarih ile tapunun verildiği tarih arasındaki süre için hesaplanacak Merkez Bankası reeskont faiziyle geri ödeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir. Söz konusu olan ve noterde düzenlenen bu satış vaadi sözleşmesi, 03.10.2006 tarihli adi yazılı “makbuz” başlıklı satış vaadi taahhüdünden sonra olup, arsa sahibinin imzası bulunmadığı gibi ilk satış taahhüdünde gecikme halinde reeskont faizi ödenmesi kararlaştırıldığı halde noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde tapunun verilmemesi durumunda satış bedeli ile reeskont faizinin ödenmesi hususu kararlaştırılmıştır....

        Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

          Borçlunun temerrüdü halinde alacaklının seçimlik hakları TBK'nın 125. maddesinde düzenlenmiş olup borçlunun edimini süresinde yerine getirmemesi halinde, gecikmede kusuru bulunmadığını kanıtlamadıkça ve alacaklının seçimlik hakkını BK'nın 125. maddesinde belirtildiği gibi ifayı beklemek ve gecikmeden doğan zararlarını istemek şeklinde kullanması durumunda, sözleşmede kararlaştırılan gecikme tazminatından sorumludur. Gecikme tazminatı kanundan doğan bir hak olup gecikme tazminatına işin sözleşmesine göre teslimi gereken tarihten, bağımsız bölümün teslim edildiği tarihe kadarki süre için ihtirazı kayıt aranmaksızın hükmolunur. Gecikme tazminatı, sözleşmede kararlaştırılmamış olsa bile, zamanaşımı süresi içerisinde, her zaman, râyiç üzerinden istenebilir; sözleşmede kararlaştırılmışsa, ayrıca zararın kanıtlanmasına gerek yoktur; çünkü, taraflar gecikme zararını baştan kabul ettikleri için, bu kabul hükmü tarafları bağlar....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2020 NUMARASI : 2019/305 ESAS DAVA KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı T1 vekili tarafından davalı aleyhine açılan Eser Sözleşmesinden Kaynaklı Alacak davasında mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı T1 vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin arsa sahibi ile davalı T3 arasında 27 Kasım 2014 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşme imzaladıklarını, sözleşme gereğince davalı şirketin inşaatı tamamlamadığı bu nedenle eksikliklerin tespit edilerek , gecikme nedeniyle gecikme cezası, inşaatın bitirilemeyeceği anlaşıldığından kendilerine teslimi, ve hesaplanan diğer alacakların tahsilini talep etmiş, Yüklenici'ye devir yetkisi verilen Yüklenici hissesine...

          KARAR Davacı; Finike Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/195 Esasında görülen vesayet davası ile davaya konu edilen satış vaadi sözleşmesinden haberdar olduğunu, oğlu ile davalının el ve işbirliği içerisinde hareket ederek ve kendisinin saflığı ve yaşlılığından yararlanarak ... 1. Noterliğince düzenlenen 23/07/2004 tarih ve 8199 yevmiye no’lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesini tanzim ettirdiklerini, bu satış vaadi sözleşmesi ile... İlçesi,... köyünde kain 491 ve 761 parsel sayılı taşınmazlardaki tahmini 75.000 m2 miktarındaki taşınmaz hisselerini piyasa değerinin 1/12’si kadar düşük bedelle satışının vaat edilmiş olduğunu, satım bedeli olarak gösterilen 150.000.000 TL’yi almadığını, belirterek satış vaadi sözleşmesinin feshi ile tapudaki şerhin fek’ine karar verilmesini istemiştir....

            Noterliği'nce doğrudan düzenlenen 20.02.1997 tarihli ve 1831 yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Suretiyle Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” yapıldığını ve sözleşme konusu tapulu taşınmazın paydaşlarından olan davacıya sözleşmeyle verilmesi kararlaştırılan (I) bloktaki (13) numaralı dairenin davacı tarafından dava dışı ... adlı kişi ile satış vaadi sözleşmesi yapılarak ona 30.09.2000 tarihinde dairenin teslim edileceğinin yüklenildiğini; ancak, yüklenici davalının yüklendiği ediminin ifasında borçlu temerrüdüne düştüğünü ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince teslimi gereken tarihte dairenin teslim edilmemesi sebebiyle ... tarafından davacı hakkında açılan dava sonucu, ... Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşen 2006/113 Esas ve 2007/21 Karar sayılı hükmü ile 8.087,00 TL gecikme tazminatının davacıdan tahsiline karar verildiğini ve Bursa 3. İcra Müdürlüğü'nün 2007/2967 takip sayılı dosyası üzerinden başlatılan ilâmlı icra sonucu, ...'...

              UYAP Entegrasyonu