Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun (2797 sayılı Kanun) 40 ncı ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 18 nci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 07.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanunun 60 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 10.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre, uyuşmazlık, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun (2797 sayılı Kanun) 40 ncı ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 18 nci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 07.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanunun 60 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; Taraflar arasında düzenlenen harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan; sözleşme hilafına geç teslim edildiği iddia edilen taşınmazın teslimde gecikmeden doğan 7 ay 23 günlü kiraya dayalı gecikme tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davacılardan Savaş yönünden, husumet nedeni ile davanın reddine, davacı Meliha yönünden davanın kısmen kabul, kısmen reddine kararı verilmiş, kararı davalı şirket istinaf kanun yoluna getirmiştir. 6098 sayılı TBK 118/1 maddesinde " gecikme tazminatı" başlığı altında düzenleme yapılmıştır. Buna göre; temerrüde düşen borçlu temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. 6098 sayılı TBK nın 179- 182.maddeleri arasında; alacaklının hakları başlığı altında' cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi' hususu düzenlenmiştir....

        Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan gecikme kirası (tazminatı) istemidir. Davacı kentsel dönüşüme konu taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapılan inşaatta yüklenicinin gecikmesi nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı yüklenici ise inşaatın İdare Mahkemeleri tarafından verilen imar iptal kararları nedeniyle zorunlu olarak geciktiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi; davalıların kusurundan kaynaklanmayan ve sözleşmede belirtilen resmi kurum ve kuruluşlardan kaynaklı sebeplerle meydana gelen gecikmenin mücbir sebepten kaynaklandığından geç teslim kaynaklı kira alacağı talebinin reddine karar verilmiştir....

        Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir....

          nispetinde davacıdan tazminat talep ettiklerini, davaya konu edilen taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme gereğince inşaatın bitme evresinde taşınmaz maliklerinin müvekkiline yönelttikleri teklif ve talep doğrultusunda onların isteği ve rızası dahilinde ana sözleşmeye olmayan ve bina maliklerinin faydasına olacak bir takım ekstra işler yapılması konusunda mutabakata varıldığını hatta davacının da bu işleri onayladığını, bu doğrultuda da müvekkilinin istenilen işleri yaptığını, müvekkilinin sözleşme dışı yapılan iş ve işlemlerin bedelini davalıdan talep ettiğini ancak bu zamana kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek öncelikli olarak davacı T1 tarafından müvekkili hakkında açılan geç teslimden kaynaklı kira tazminatı talebinin reddine, HMK. 132....

          DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki taşınmaz vaadi satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Taşınmaz mülkiyetini devir borcunu doğuran akitler resmi şekilde yapılmadıkça muteber olmaz (TMK 634/1), BK 213 (TBK 237) maddede de; taşınmaz satımının geçerli olması için getirilen resmi şekil şartı, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüştür....

          Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Somut olaya gelince; 25.06.1996 tarihli sözleşmede ''....taşınmazı aynen devir teslim ve temlik ettiği ,...'' ibaresi yer almaktadır....

            UYAP Entegrasyonu