"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.04.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, birleşen davacılar vekili tarafından davalı ... aleyhine 18.07.2007 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 13.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, satış vaadi sözleşmesinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı şekilde düzenlendiğini, açılan davanın reddini savunmuş, birleştirilen davalarında ise 8.09.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali isteminde bulunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) kararında; Dava konusu ihtilafın ve davacı talebinin taraflar arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, taşınmaz aynına ilişkin olmadığı, davanın hukuki niteliği gereği kesin yetki kuralı teşkil etmeyen dava olduğu nazara alınarak davanın İskenderun Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği takdir ve kanaatine varılarak ( Benzer mahiyette Yargıtay 20....
olduğunu, kanunun emredici bir kuralla yasaklamış olduğu konuyu yine kanunun başka bir hükmünden yararlanarak ulaşmanın kanuna karşı hile niteliğinde olduğunu, davacının asıl talebi olan sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı bedel iadesi açısından arabuluculuğa başvurmadan dava açamayacağından davasını terditli olarak açtığını ve ilk talebini tapu iptal ve tescil olarak gösterdiğini, davacının bu davranışının kanuna karşı hile teşkil ettiğini, müvekkili T3 taşınmazın maliki olmaması gerekse adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinin davacıya mülkiyetin kendi adına tescilini istemeye yönelik bir talep hakkı veremeyeceği göz önüne alındığında davanın bedel iadesine yönelik olduğu kabul edilerek zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığı gerekçesiyle dava usulden reddedilmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin şekle aykırı olduğu için geçersiz olduğunu, taraflar arasında dava konusu taşınmazın satışına ilişkin olarak adi yazılı bir şekilde taşınmaz satış sözleşmesi imzalandığını, kanunun...
Dava, davalı ile davacı arasında Devremülk satışına ilişkin mesafeli sözleşmenin davalının süresi içerisinde teslim etmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi ve ecrimisil talebidir. Davacı ile davalı şirket arasında Devremülk satışına ilişkin mesafeli satış sözleşmesi yapıldığı, davacının bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiği, ancak davalının devremükleri sözleşmede belirtilen süre içerisinde teslim etmediği, davacının ihtarname ile sözleşmeyi feshettiği anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın harici satış sözleşmesi ile satılmazsa Medeni Kanun'un 705, Borçlar Kanun'u 213, Tapu Kanun'unun 26 ve Noterlik Kanun'unun 60. maddesi ile Hukuk Genel Kurulunun 15.11.2000 tarihi 2000/13- 1612 esas 2000/1704 karar sayılı ilamı ile taşınmaz satış devri resmi olmadıkça geçerli değildir....
a ...Noterliğinin 11.01.1996 tarih ve 1118 yevmiye sayılı vekaletname ile satış vaadi yetkisini içeren vekalet verdiğini, bu vekalete istinaden ... ile müvekkili arasında aktedilen 04.11.2008 tarih ve 36383 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile, davalının 3840 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını satmayı vaadettiğini, bedelinin tamamının peşin ödendiğini, bu nedenlerle dava konusu taşınmazdaki davalının payının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu ve zamanaşımının dolduğunu, 11.01.1996 tarih 1118 yevmiye sayılı vekaletname ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapmak üzere ... ve onun karısı davacı ... Orhan Önür'ün vekil tayin edildiğini, alıcı ve satıcı sıfatının birleşemeyeceğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz ve muvazaalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
KARAR Davacı, 22.11.1996 tarihli noterden düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile davalının kaba inşaat halindeki daireyi satmayı taahhüt ettiğini, davalıya 675,00 TL ödeme yaptığını, sözleşmede 01.04.1997 tarihinde tapuda ferağ verilmesinin kararlaştırılmasına rağmen yerine getirilmediğini, satış sözleşmesinin ifasınında imkansız hale geldiğini ileri sürerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali ile davalıya ödenen 675,00 TL.'nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihi itibariyle günümüz şartlarına uyarlanarak tespiti ve davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, edimlerin yerine getirilmesinin imar yasası gereği mümkün olmadığından arsa malikleri ile yapılan sözleşmenin feshedildiğini, bedelin iadesi talebinin zamanaşımına uğradını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Bakırköy 6.Tüketici Mahkemesi ve Yalova 2....
İcra Müdürlüğünün 2017/23845 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, itiraz edildiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafça, taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenen 35.000,00 TL satış bedelinin, satış tarihinden takip tarihine kadar enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, bu yönler gözardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) ve ... 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle verilen ücret ve bonoların iadesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, devre mülke ilişkin esasların Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi ise devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....