Davalılar Mehmet ve ... vekilinin cevap dilekçesinde; satış vaadi sözleşmesinin ifa kabiliyeti bulunmadığını, davanın tapu iptali ve tescil davası olarak görüldüğünden kural olarak bedel iadesi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davacı tarafça tapu iptali tescil yönünden açılan davanın reddine, alacak yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile davalı ... yönünden 30.000,00 TL'nin 27/08/2009, davalı ... yönünden 60.000,00 TL'nin 04/06/2009, ... mirasçıları (..., ..., ..., ..., ..., ...) yönünden 60.000,00 TL'nin 21/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve mirasçılar yönünden veraset ilamındaki hisseleri oranında davalılardan alınarak davacıya ödenmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davalı ..., ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7....
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Zile Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/142 esas, 2022/513 karar sayılı kararında:"Dava tapu iptali tescil olmadığı takdirde satış için ödenen bedelin iadesi ve tadilat masraflarının iadesi talebine ilişkindir. Dava konusu edilen taşınmaz üzerinde birden fazla ev yapılmış olup, bir kısmı da ev bahçesi ve ahır olarak kullanılmaktadır. Taraflar kendi aralarında gayrimenkul satış ve zilyetliğin devri senedi düzenleyerek harici olarak tapulu taşınmaz ile ilgili bir satış akdi düzenlemişlerdir. Tapulu taşınmazlarda satışın geçerli olabilmesi için en az noterde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi şeklinde yapılması gerekmektedir. Noterde yapılmayan veya Tapu Müdürlüğünde tapu memuru huzurunda yapılmayan satış akitleri geçerli olmayıp, yerleşmiş Yargıtay içtahatlarına göre taşınmaz için ödenen bedel satıcıdan geri alınır. Taşınmaz ise malikinin olmaya devam eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil, Olmadığı Takdirde Bedel İadesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Dolayısıyla eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle davacıların ümidinin kesildiği ve bu tarihte ifanın imkansız hale geldiği kabul edilmelidir. Taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmesinin geçerli olması sebebiyle davacıların talep edebileceği bedel ise ifanın imkansız hale geldiği dava tarihi itibariyle taşınmazın rayiç değeridir. ( Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2017/1043 Esas, 2018/11002 Karar sayı ve 05/11/2018 tarihli emsal içtihadı) Dosya kapsamındaki inşaat mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiden alınan raporda ; murisler arasındaki satış sözleşmesine konu yerin 2000 m²'lik olduğu gözetilmeden rayiç değerin 3388,52 m²'lik alan için ve hangi tarihteki piyasa rayicinin esas alındığı anlaşılamayacak şekilde belirlendiği görülmüş olup, rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli mahiyette değildir....
Aktin, özellikle de borç akitlerinin tarafları "alacaklı" ve "borçlu" adını taşır. Bundan dolayı da taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tarafları "vaat alacaklısı" ve "vaat borçlusu" olarak ifade edilmektedir. 4. Öte yandan, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz satım sözleşmesinde objektif bakımdan esaslı nokta olarak tarafların adları veya temsilci ya da vekillerinin kimlikleri, satım konusu taşınmaz ve nitelikleri, semen ve hukuki sebebin resmi şekilde düzenlenecek senette yer alması gerekir. 5....
MAHKEMESİ Dava, taraflar arasında yapılan gayrimenkul satış sözleşmesinin hile yolu ile yaptırılmış olması nedeniyle satış sözleşmesinin iptali ile taşınmaz bedelinin iadesi istemine ilişkin olup, 6110 sayılı yasanın .... maddesi ile 2797 sayılı yasanın değişik .... maddesi gereğince ... .... ... Dairesi nitelendirmenin sebepsiz iktisap olduğunu belirtmiş ise de, mahkeme kararının gerekçesinde sebepsiz zenginleşme nitelendirilmesinin bulunmamasına dayanılarak ... dairenin bu görüşe göre dairemizin görevli olduğu hususundaki kararı anılan .... madde hükmüne aykırı bulunduğundan 2012 yılı ... iş bölümüne göre gayrimenkul satım sözleşmesi sebebine dayalı açılan davada verilen hükmün incelemesi ... .... ... Dairesinindir. Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; ... Daireleri Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın ... Birinci Başkanlığa gönderilmesine, 30.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusunun resmi şekilde yapılması gereken devremülk satış sözleşmesinin iptali olup, talebin bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ödenmesi talebine ilişkin olduğu, ilk derece mahkemesince yetkisizlik kararı verildiğini, ancak davacı taraf olarak tapu iptali ve tescil taleplerinin bulunmadığını, mahkemenin sözleşmenin iptaline karar verip, bedelin iadesine hüküm kurmasının yeterli olduğunu, karşı taraf isterse yeni dava veya karşı dava açıp, sözleşme iptal edildiğinden gayrimenkulün tapusunu isteyebileceğini, ancak karşı tarafın böyle bir talebi olmamasına rağmen mahkeme tarafından taleple bağlı kalınması gerekirken, talepten fazlaya hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir....
DELİLLER : Bilirkişi raporu, keşif, tapu kaydı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa alacak talebinden ibarettir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır....
Bu durumda, mahkemece, davalı tarafından tapunun davacıya devredildiği anlaşıldığından yapı kullanma izin belgesi ile kullanıma ilişkin iskan ruhsatının olup olmadığı, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı ve devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca, mahkemece, söz konusu devre mülk satış sözleşmesinin feshi koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde, davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden tapusu iade edilecek taşınmazın ... İlinde yer aldığının da gözetilmesi gerekir....