WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapu kayıtlarının incelenmesi ile gecikme tazminatı istenen bağımsız bölümlerin bir kısmının ferdileştirme işlemi, bir kısmının satış işlemi ile dava tarihinden önce dava dışı kat malikleri adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Bağımsız bölümlerin devir tarihinden sonrası için davacı kooperatifin gecikme tazminatı istemesi mümkün değildir. Davadan önce ise, fiilen teslim edildiği ve hak sahipleri tarafından kullanılıyorsa, teslim tarihine kadar gecikme tazminatı isteyebilir. Bu bakımdan davacı kooperatifin sözleşmede kararlaştırılan gecikme tazminatı isteyebileceği en geç tarihin, abonelik kayıtları, tanık beyanları, bağımsız bölümlerin dava dışı kat malikleri adına tescil tarihleri de değerlendirilmek sureti ile her bir bağımsız bölüm için ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, gecikme tazminatının bu tarihleri aşmak sureti ile tüm bağımsız bölümler için dava tarihine kadar eksik inceleme ile hesaplanması yanlış olmuştur....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; teslimdeki gecikme nedeniyle gecikme tazminatı alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir....

      Bu durumda mahkemece davalı yüklenici mirasçıların gecikme tazminatı ile ilgili zamanaşımı def'i reddedilerek davacıların ıslah dilekçesi ile gecikme tazminatı yönünden arttırdıkları miktar da dikkate alınarak talebi aşmamak koşuluyla davacı arsa sahiplerine teslim edilmesi gereken bağımsız bölümlerin teslimi gereken tarihten dava tarihine kadar hesaplanacak gecikme tazminatı ve ıslahla arttırılan iskan ruhsatı ve kat mülkiyetine elverişli hale getirme masrafları 5.000,00 TL toplamı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, gecikme tazminatının dava tarihinden geriye doğru 5 yıldan önceki kısmı zamanaşımı yönünden reddolunarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....

        Taraflar arasındaki adi yazılı şekilde yapılan sözleşme yukarıda açıklandığı üzere geçersiz ise de, tapuda devri gerçekleştirilen 8 adet taşınmaz yönünden TMK'nın 2. Maddesi uyarınca artık sözleşmenin geçersizliği ileri sürülemeyecek ve sözleşme geçerli kabul edilecektir. Ancak devredilmeyen 12 adet taşınmaz yönünden sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davacı taraf ancak ödediği bedel varsa onu isteyebilecek, gecikme tazminatı ve ya diğer başkaca bir tazminat talep edemeyecektir. Bu itibarla; davacı tapuda devri yapılmayan 12 adet taşınmaz yönünden gecikme tazminatı ve eksik ve ayıplı işler bedeli talep edemeyecektir. Ancak tapuda devredilen 8 adet bağımsız bölüm yönünden davacının gecikme tazminatı ile eksik ve ayıplı işler bedeli talep etme hakkı vardır....

        edildiğini, davalılar tarafından gecikmeye ilişkin herhangi bir durum bildirilmediğini, 30/06/2018 tarihinde dolan 6 aylık ek süreyi de aşan toplamda 12 aylık bir gecikme meydana geldiğini, 6 ay sonunda teslim edilmezse satıcı her geçen ay alıcıya çevre kira oranına göre makul gecikme tazminatı ödeyeceği hükmünün uygulanması gerekeceğini, satıcı sözleşmede taahhüt ettiği geç teslimden kaynaklanan tazminat borcundan sorumlu olduğunu, davalıların satış sözleşmesi kapsamında doğan bu borçlarını ödememesi üzerine İstanbul 26.İcra Müdürlüğünün 2019/10722 esas sayılı dosyası ile icra takibe girildiğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu vekili tarafından alacaklı ile müvekkil şirketler arasında sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borç - alacak olmadığını, takibe konu gecikme tazminatları da doğmadığını, müvekkil şirketlerden kaynaklı herhangi bir gecikme olmadığını bildirerek takibe itiraz ettiklerini bildirerek; davacının davalılardan 33.049,79- TL alacaklı olduğunun tespitine, İstanbul...

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup gecikme tazminatı ve eksik işler bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece sözleşme feshedilmediği gibi ihtirazi kayıt konulmaksızın dairelerin teslim alınmış olması nedeniyle cezai şart talebi sözkonusu olmayacağından davanın, ... ve ... yönünden feragat, diğer davalılar açısından esastan reddine dair verilen karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmelerinden oluşan iki tarafa borç yükleyen iki taraflı karma bir sözleşmedir....

          Bu durumda 6 parselden gelen miktarı da kapsar şekilde tüm tapunun iptâline karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı nedenidir. 3-Davacının gecikme tazminatı niteliğinde olan kira kaybına ilişkin talebi menfi zarar kapsamında olmayıp müspet zarar niteliğindedir. Sözleşme davacı ile davalılardan Saadettin arasında yapılmış olup fesih konusunda iradelerin birleştiği anlaşılmaktadır. Fesih halinde müspet zararlar istenemez. Gecikme tazminatı da müspet zarar kapsamında olup fesih halinde istenemeyeceği halde buna ilişkin talebin de kabulü doğru olmayıp bu yönden de hükmün bozulması gerekmiştir....

            Diğer gecikme tazminatı yönünden ise; Taraflar, sözleşmeden doğan borçlarını kararlaştırılan zamanda ve biçimde ifa etmek zorundadır. Borçlunun temerrüdü halinde alacaklının seçimlik hakları TBK'nın 125. maddesinde düzenlenmiş olup borçlunun edimini süresinde yerine getirmemesi halinde, gecikmede kusuru bulunmadığını kanıtlamadıkça ve alacaklının seçimlik hakkını BK'nın 125. maddesinde belirtildiği gibi ifayı beklemek ve gecikmeden doğan zararlarını istemek şeklinde kullanması durumunda, sözleşmede kararlaştırılan gecikme tazminatından sorumludur. Gecikme tazminatı kanundan doğan bir hak olup gecikme tazminatına işin sözleşmesine göre teslimi gereken tarihten, bağımsız bölümün teslim edildiği tarihe kadarki süre için ihtirazı kayıt aranmaksızın hükmolunur....

            Yargılama sırasında sözleşme hükümleri doğrultusunda davacı yana ait bağımsız bölümün 30.05.2005 tarihinde teslim edilmesi gerektiği saptanmış ve bu tarihten davacı tarafından tapunun üçüncü kişiye devredildiği 07.02.2006 tarihine kadarki dönem için gecikme tazminatı hesabı yaptırılarak bulunan bedelin kabulü cihetine gidilmiştir. Ne var ki alınan 06.11.2007 günlü hükme esas bilirkişi raporunda, taşınmazın bulunduğu mahalde rayiç kira bedellerinin 30.03.2005 ila 30.09.2005 arası için aylık 2.000,00 TL, 30.09.2005 ila 07.02.2006 arası dönem için ise aylık 2.250,00 TL olduğu ifade edilmiş ve gecikme tazminatı hesabı da bu miktarlar üzerinden yapılmış ise de, belirtilen tutarlar ve gecikilen süre dikkate alındığında davacının gecikme tazminatı alacağı toplam 17.525,00 TL olduğu halde gerekçeli kararda 19.375,00 TL’nin tahsiline hükmedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....

              HUMK’nun 74. maddesinde düzenlenen “taleple bağlılık” esası gereğince davada talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmedilemeyeceğinden, dava dilekçesinde bu yönde bir talep olmadığı halde ödenen satış bedelinin iadesine, menfi zararla müspet zararın birlikte talep edilemeyeceği gerekçesiyle de dava konusu edilen gecikme tazminatına ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş olması doğru değildir. O halde mahkemece davacının davadaki talebi olan gecikme tazminatı ile ilgili inceleme ve değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, davacının “akdin feshi ve ödenen bedelin iadesi” yönünde bir talebi bulunmadığı halde, menfi zararın talep edildiğinden bahisle müspet zarar kapsamındaki gecikme tazminatının talep edilemeyeceği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu