Davacı idare vekili dava dilekçesinde, davacıya ait 23 parseldeki taşınmaza komşu olan davalıların kendilerine ait 29 parsele bina yapmaları sırasında davacının taşınmazına taşkın inşaat nedeniyle zarar verdiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.932 TL tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile (talep gibi) 1.932 TL'nın davalılardan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. Tapu kaydına göre 23 parseldeki taşınmazın davacı Hazine'ye, 29 parseldeki taşınmazın ise davalılar adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıların 29 parselde yaptıkları inşaatın 6.65 m2 lik kısmının davacıya ait 23 parsele tecavüz ettiği ve işgal edilen 6.65 m2 lik yerin dava tarihi itibariyle değerinin 5.795 TL olduğu açıklanmıştır. Davada, taşkın inşaat nedeniyle uğranılan zarar bedeli talep edilmektedir....
Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanununun 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiştir. Anılan maddede düzenlenen koşullarının varlığı halinde, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanıdır. Somut olayda, hükme esas alınan 01.12.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan davacıya ait binanın, davalılara ait 3 parsel sayılı taşınmaza 65,81 metrekare taşkın olduğu; 03.12.2009 günlü inşaat bilirkişi raporunda da taşkın kısmın zemin değerinin 6.000TL olduğu belirtilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran asıl ve birleşen dosya davacıları - birleşen dosya (2013/540 Es.) davalıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; - Birinci ve öncelikli koşulun taşkın inşaat sahibinin iyiniyetli olması olduğunu, - Davalılar taşkın inşaatın asıl bulunması gereken 838 parselin müteahitleri olduğunu, müvekkillerinin 838 parselin de tapu kayıt (arsa) malikleri olduğunu, bu nedenle 838 parsel için davalılarla kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, davalılar 838 parseldeki inşaatı süresinde ve teknik şartnamesine uygun yapmadıkları için sözleşme sonunda almaları gereken bağımsız bölümlerini vermediklerini, bu nedenle davalılar Erdemli 3....
Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de TMK'nın 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur. Bu tür davalarda taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. TMK'nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a)Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.06.2011 gününde verilen dilekçe ile TMK'nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur Mahkemece, davanın reddine dair verilen hüküm Dairemizin 10.12.2010 tarihli ilamı ile özetle; "...taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteğinin kabul edilmesinin ilk ve en önemli koşulu inşaat yapılırken iyiniyetli olmaktır. Diğer bir ifade ile kendisinden beklenen özeni göstermiş bulunmasıdır....
Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu, eşyaya bağlı bir borç olduğundan, inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur. Bu tür davalarda, taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir....
Dava, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil, karşı dava ise, TMK'nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.03.1997 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine davacılar vekili tarafından dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmiş ve dosya görevli ve yetkili Gerede Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş , hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2-Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....
(Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d) Bu üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir....