Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. ... ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....
Dava ve birleştirilen davalar, muhtesatın mülkiyetinin tespiti, muhtesata elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve TMK'nın 725. maddesi gereğince temliken tescil isteğine ilişkindir. Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre TMK 725. maddesine dayalı taşkın inşaat nedeniyle temliken tescile ilişkin davada dosya içerisindeki 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 700/2124 paylı maliki davacı ... dışında kızı ...'in 1427/2124 payı ile başka müşterek paydaşı bulunduğu halde, TMK 725. maddesine dayalı taşkın inşaat nedeniyle temliken tescile ilişkin davada davacı olarak yer almadığı anlaşılmıştır. Bu durumda 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tüm maliklerinin davacı olarak davada yer almaları gerekir....
Somut olayda; davalı vekilinin maktu harcı yatırmak suretiyle savunma yolu ile temliken tescil olmadığı takdirde irtifak hakkı tesisini talep ettiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece bu yönde olumlu olumsuz bir karar verilmiş değildir. Hal böyle olunca, mahkemece nispi harcında ikmal edilmesi suretiyle taşkın yapı nedeniyle davalı yararına temliken tescil veya irtifak hakkı koşullarının gerçekleşip, gerçekleşmediğinin araştırılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir....
Davalı, davaya konu binayı kendi taşınmazına yaptığını, yapının imar nedeniyle tecavüzlü hale geldiğini ileri sürerek temliken tescil savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile davalının elatmasının önlenmesine, binanın taşkın kısmının masrafı davalıya ait olacak şekilde yıkılmasına karar verilmiş, verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 03.12.2013 tarihli, 2013/15513-17179 Esas-Karar sayılı ilamıyla “...davalının temliken tescil savunması bakımından TMK’nın 725.maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi...” gerektiğinden bozulmuştur....
(Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır. (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d) Bu üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.(Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/5954 Esas, 2018/6343 Karar sayılı ilamı) Bilindiği üzere, haksız inşaat (TMK mad.724) ve taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK mad.725) müstakil dava yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal uygulamada, gerekse öğretide benimsenen kuraldır. (Yargıtay 8....
(Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır. (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d) Bu üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.(Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/5954 Esas, 2018/6343 Karar sayılı ilamı) Bilindiği üzere, haksız inşaat (TMK mad.724) ve taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK mad.725) müstakil dava yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal uygulamada, gerekse öğretide benimsenen kuraldır. (Yargıtay 8....
Baskı Sahife: 345 ve devamı) Zaruret içindeki taşkın yapı sahibinin açtığı temliken tescil davasının kabul edilebilmesi için iki önemli koşul vardır. Bunlardan ilki, taşan yapı malikinin «iyiniyetli» olması, ikincisi ise, «durum ve koşulların haklı göstermesi» dir. Somut olayda; bu unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğini incelenmesine gelince; Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde sözü edilen «iyiniyet»in ne olduğu tarif edilmemiştir. Ancak, yasa hükmünde geçen iyiniyetten aynı kanunun 3. maddesinde hükme bağlanan «subjektif iyiniyet» in anlatılmak istendiği uygulamada kabul edilmektedir. Yapı maliki kendisinden beklenen bütün dikkat ve özeni göstermesine rağmen çap sınırını aştığını bilmiyor veya bilecek durumda değilse, ya da sınırı aşmasında yasaca korunabilecek bir neden varsa bütün bunlar taşkın yapı malikinin iyiniyetli olduğunu gösterir....
TMK’nın 725. maddesinde ise bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş; böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu, eşyaya bağlı bir borç olduğundan, inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....
Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....
Eldeki davada davalı karşı davacı da temliken tescil isteğinde bulunmuştur. TMK’nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı şartların gerçekleşmesine bağlıdır; a) Birinci şart, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. TMK’nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır....