WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlunun meskeniyet şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği ve şikayetin süresinde olmadığı ayrıca taşınmaz üzerinde konut finansman kredisinden kaynaklanan ipotek bulunduğu belirtilerek şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez ve bu maddede yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir....

    Ayrıca, haczedilmezlik şikayeti borçlunun şahsına bağlı bir şikayet olsa da, davacı borçlunun karar ve hatta istinaf tarihinden sonra vefat ettiği anlaşıldığından, şikayeti esastan incelenmiştir. İİK'nın 82/1- 3. maddesi gereğince engelli aracının haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Söz konusu düzenlemeye göre, şikayet süresi, işlemin öğrenilmesinden itibaren başlar. Somut olayda, şikayete konu 34 XX 960 plakalı aracın kaydına 04/03/2021 tarihinde haciz konulduğu, şikayete konu hacze ilişkin 103 davetiyesi tebliğ edilmediği, haciz tarihine göre haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük yasal sürede yapıldığı anlaşılmıştır....

    Tunca'nın bu durumu bildiren imzalı beyanı bulunmasına ve faturalarının sunulmasına rağmen haciz işleminin gerçekleştiğini, ayrıca 1 adet çift kişilik tek kanepe ile 6 adet sandalyenin de İİK'nın 82. maddesine aykırı olarak haczedildiğini, bunların bir ailenin ihtiyacı için zorunlu eşya olduğundan haczedilemeyeceğini belirterek, istihkak iddiasının ve haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

    İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince Esastan Reddine, dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 10....

    İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir. O halde, mahkemece, yukarıdaki açıklama doğrultusunda inceleme yapılması gerekirken, “103 davetiyesinin” usulsüz tebliğ edildiğine dair ayrı bir şikayet davası açılmadığı gerekçesiyle şikayetin süre aşımından reddi isabetsizdir....

      Taşınmazlar üzerindeki ilk haciz kaydının 05/07/2012 tarihli olduğu, alacaklı vekilinin 11/07/2014 tarihinde; "borçlunun adına kayıtlı ve tespit edilecek başkaca taşınmazlarına kayden haciz konulması" talebinde bulunduğu, bu talep doğrultusunda şikayet konusu taşınmazlar üzerine 14/07/2014 tarihinde yeniden haciz şerhi işlendiği, alacaklının talep içeriği nazara alındığında, geçerli bir haciz talebinin olduğu, bu talep doğrultusunda taşınmazlara yeniden haciz konulmasında usulsüzlük olmadığı görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinin 4 ve 12. bentlerinde yer alan haczedilmezlik şikayetleri, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır....

        Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairenin 12.01.2022 tarihli 2021/6564 Esas ve 2022/298 Karar sayılı kararıyla "Alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine 27.12.2019 tarih, 77563 yevmiye numaralı haciz şerhinin işlendiği, bu durumda, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun, 27.12.2019 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı bulunmaktadır....

          Tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesi ile haczedilmezlik şikayeti olarak nitelendirilmiş ve dilekçe içeriğinde de haczedilmezlik şikayetinden bahsedilmiş ise de, davacı tarafından aynı zamanda malların kendisine ait olduğu, kendilerine ait olan malları üzerinde haczin kaldırılmasının talep edildiği, davacı üçüncü kişinin davaya konu taşınırın mülkiyetinin kendisine ait olduğundan bahisle icra mahkemesine yaptığı başvuru HMK 33 maddesi gereğince hukuki nitelendirme hakime ait olacağından istihkak davası olarak kabul edilerek bu davanın istihkak davası prosedürü dahilinde noksan harç tamamlattırılarak görülmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. Bu itibarla, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nin 353/1- a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenmeksizin mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davanın konusu, İİK 82/12'ye göre meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetidir. Dava konusu İzmir- Kiraz ilçesi, Cevizli mah. 12 Ada, 4 Parsel sayılı taşınmazın davacı-borçlu T1 adına kayıtlı iken 07/08/2017 tarihli haciz şerhi ile birlikte 11/04/2019 tarihinde dava dışı Zehra Yılmaz adına satış nedeniyle kaydının yapıldığı, taşınmazın Zehra Yılmaz adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Somut olayda, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayeti ileri sürülen taşınmazın dava tarihi 29/01/2020 tarihinden daha öncesinde borçlu tarafından dava dışı 3.kişiye satıldığı, bu nedenle davacı-borçlu tarafından haczedilmezlik şikayeti ileri sürülemeyeceğinden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken süreden reddine kara verilmesi bu nedenle hukuken yerinde değildir....

          İcra Mahkemesi'nce borçlu belediyenin haczedilmezlik şikayeti üzerine yukarıda belirtildiği üzere duruşma açılıp alacaklıya da tebligat yapılmak suretiyle tarafların delil ve iddiaları sorularak, haczedilmezlik şikayetine konu edilen banka hesap ekstreleri getirtilerek yukarıda ilkeler doğrultusunda gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılarak yatan paraların mahiyetleri araştırılmalı havuz hesabı teşkil edip etmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinden inceleme yapılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

            UYAP Entegrasyonu