Davacı açtığı menfi tespit davasında kira sözleşmesini şahit olarak imzaladığını, kefil sıfatıyla imzalamadığını ileri sürmüştür. Davalı ise 16.09.2009 tarihli duruşmadaki beyanında davacının sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını savunmuştur. Davacının ayrı ayrı örneklerini ibraz ettikleri 01.04.2008 tarihli kira sözleşmesinde davacının sözleşmede şahit olarak imzasının bulunduğu görülmektedir. Bu durumun aksi yani davacının kira sözleşmesini kefil olarak imzaladığı davalı tarafından kanıtlanamadığı halde davacının açtığı davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, davalı hakkında İmar Yasası'na aykırılık eylemi nedeniyle davacı idare tarafından idari para cezası tahakkuk ettirildiği; davalının idari yargıda açtığı davanın reddedildiği, idari para cezası hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiği, davalının cebri icra tehdidi altında ödemede bulunduğu, menfi tespit davasının, davalının icra takibinden feragati nedeniyle yazılı şekilde hükme bağlandığı anlaşılmaktadır. Dava, 20/08/2013 gününde açılmış; davacı, kesinleşen takip nedeniyle 16/09/2013 tarihinde ödemede bulunmuştur. Menfi tespit istemi ile açılan dava, takipten sonra yapılan ödeme karşısında artık istirdat davasına dönüşmüştür. Mahkemece, uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
-K A R A R- Davacılar vekili, müvekkilinin 5 adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açmış, mahkemece davadan 20.11.2008 tarihli dilekçe ile feragat edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Müdahil ... Elektrik AŞ.vekili hükmü temyiz etmişse de müdahilin hükmü tek başına temyiz etme yetkisi bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2-Davacı borçlunun açtığı menfi tespit davasında tedbir kararı alınmış ve infaz edilmiştir. Menfi tespit davasının reddi halinde tedbir nedeniyle alacağına geç kavuşan davalı alacaklı lehine kural olarak tazminata hükmedilmelidir. Ancak somut olayda davacı borçlunun talebi üzerine davalının başlattığı takip iptal edilmiştir. İcra mahkemesi kararıyla takibin iptaline karar verildiğine göre iptal edilen takibin durdurulması nedeniyle davalı alacaklının alacağına geç kavuşmasından söz edilemez....
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya İİK'nun 89/1-2-3 maddelerine göre haciz ihbarnamelerini usulune uygun tebliğ etmesine rağmen davacının süresinden sonra menfi tespit davası açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, İİK'nun 89/3 maddesi uyarınca menfi tespit davasının kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edilen üçüncü kişi tarafından tebliğden itibaren 15 gün içinde açılması gerektiği, davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin 28.11.2014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davacının 15 günlük yasal süreyi aşarak 10.06.2015 tarihinde menfi tespit davası açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı banka temsilcileri, davacı tarafından dava dışı kredi borçlusuna kefaletin geçersizliğinin tespiti istemi ile banka aleyhine açılan menfi tespit davasını kabul ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece, davacının iki farklı icra dosyasına dayalı menfi tespit ve kötüniyet tazminatı talepli dava açtığı, davalı Bankanın yetkili temsilcilerinin sundukları dilekçe ile davayı kayıtsız şartsız kabul ettikleri, kabulün herhangi bir ayrıma gitmeksizin ya da önkoşul içermeksizin davayı tümüyle kabul şeklinde yapıldığı, davayı kabulün, davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu, dava dilekçesinin menfi tespit ve ayrı ayrı kötü niyet tazminatı talebini içerdiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Dava konusu uyuşmazlık asıl davada tüketicinin açtığı menfi tespit birleşen davada alacak istemine ilişkin olup, davalı (Birleşen davacı) ....’nin harçtan muafiyeti söz konusu değildir. Temyiz eden davalı (Birleşen davacı) .... tarafından, temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza dosya içerisinde rastlanılmamıştır. Temyiz eden davalı (Birleşen davacı) ....'den temyiz harçları alınmış ise, buna ait makbuzun dosyasına konulması, harç alınmamışsa HUMK'nun 434/3. maddesine göre işlem yapıldıktan sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, İİK’ nun 89.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili cevabında, yasal süresinde açılmayan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davadan vazgeçildiğinden bu konuda karar ittihazına yer olmadığına, ıslah yoluyla ileri sürülen sözleşmenin sona erdiği ve uygulanabilirliğinin olmadığı konusundaki istemin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, 05.03.2000 tarihli işbirliği sözleşmesi kapsamında davalı şirketin davacı aleyhine açtığı Belçika Hassalt Mahkemesindeki davanın karara bağlanmasından sonra Türkiye’de açılması muhtemel davaya delil olması açısından menfi tespit davasının kabulü ile davacının 100.000 YTL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 3-Davalının menfi tespit davasının kabulüne yönelik olarak yapmış olduğu temyiz istemine gelince, davalı tarafından düzenlenen 31.03.2011 tarihli 25.595,41 TL bedelli fatura davacı tarafından deftere kaydedildikten 2,5 ay sonra 13.06.2011 tarihli ihtarname ile davalı tarafa iade edilmiş ise de davacı tarafından fatura benimsendiğinden artık bu benimsenen faturaya dayalı olarak açılan menfi tespit davasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır....
Menfi tespit davasını düzenleyen İİK'nun 72/5. maddesine göre; "Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir" Buna göre; menfi tespit davasının kabulü kararının kesinleşmesi üzerine, davanın kabulü kararının içeriğine göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan, icra dairesi tarafından icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Mahkeme, hiç borçlu olmadığına karar vermişse, icra dairesi tarafından, icra tamamen eski hale iade edilir. Borçlunun iade alacağının tahsili anılan hüküm uyarınca aynı takip dosyası üzerinden yapılması gerekmekte olup ayrı bir icra takibi yapılmasında hukuki menfaati yoktur.Somut olayda, borçlunun takip konusu borca istinaden açtığı menfi tespit davasında ... 1....