Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, davanın 02.06.2021 tarihinde açıldığı, TPMK'dan dosyaya gönderilen sicil kaydına göre, dava konusu 2010/33767 tescil numaralı "MLOX" markasının koruma süresinin 22.05.2010 tarihinden itibaren on yıl olarak bildirildiği, buna göre 10 yıllık koruma süresinin 22.05.2020 tarihinde sona erdiği ve herhangi bir yenileme işleminin yapılmadığının görüldüğü, yine koruma süresinin bitiminden sonraki 6 ayda da bir yenileme işleminin yapılmadığının TPMK kayıtlarından anlaşılabileceği, dava tarihinde bu ek 6 aylık sürenin de geçtiği ve dava konusu markanın hükümsüz hale gelmiş olduğu, bu hale göre, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Suç tarihinden önce yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun “Geçici Koruma” başlıklı 91 inci maddesinde; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” hükmüne yer verilirken, bu maddeye dayanılarak hazırlanan ve 22/10/2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliğinde, “geçici koruma”; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancılara sağlanan koruma” şeklinde tanımlanmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : Tüm sanıklar hakkında; 5271 sayılı CMK'nın 223/2-b maddesi uyarınca beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen Tarihi Yarımada Kentsel ve Tarihi Sit Alanı içerisinde yer alıp, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığının 16/01/1982 tarih ve 13470 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 07/01/1998 tarih ve 9184 sayılı kararı ile de koruma grubu II olarak belirlenen suça konu taşınmazın, 03/07/2008 tarihi itibariyle sanık ...'...
Davacı tarafça davaya dayanak icra takip işlemlerinin durdurulması ve hacizlerin fekki yönünde ihtiyati tedbir talep edilmiş, mahkemece davanın esasını çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğinden talep reddedilmiştir. Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, Geçici hukuki korumalar; ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, tutuklama, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile sağlanabilir. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 18.09.2017 tarihli kararı ile onaylanan Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi 1/50.000 ölçekli çevre düzeni planının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, anılan karara yapılan istinaf başvurusu Dairenin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla reddine karar verildiği, anılan kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 14/12/2023 tarih ve E:2022/2980 K:2023/9485 sayılı kararı ile bozulduğu anlaşılmaktadır....
İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, bu kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 23/10/2013 tarih ve E:2013/2355 K:2013/6035 sayılı kararı ile onandığı, 10- Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca 07.10.2010 tarihinde onaylanan 1/25000 ölçekli Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi İlave Çevre Düzeni Planının ... İdare Mahkemesince verilen ... tarihli, E:... , K:... sayılı kararı ile iptaline karar verildiği, bu kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 24/05/2016 tarih ve E:2012/2069, K:2016/3081 sayılı kararı ile onandığı, 11- 1/5000 ölçekli Taşpınar (Gölbaşı) Ağaçlandırılacak Alan 1. Bölgeye ait Nazım İmar Planının 16.03.2011 tarihinde onaylandığı, bu planın da ......
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı tarafından; Muğla ili, … ilçesinde bulunan … (yeni …) parsel sayılı taşınmazın Sırtlandağı Halep Çamı Tabiatı Koruma Alanı sınırları içerisine alınmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığı'nın "Tabiat Koruma Alanı Tefriki" konulu işleminin, koruma alanı sınırlarında değişiklik yapılarak yeniden ilan edilmesine ilişkin Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı işleminin ve Sırtlandağı Halep Çamı Tabiatı Koruma Alanı sayısal sınırlarını belirleyen Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin anılan taşınmaza ilişkin kısımlarının iptali istenilmiştir....
Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir. Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir ise ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır....
Dava dosyasındaki kayıt ve belgelere göre, davacının kanser tedavisinde "Elexacaftor, Tezacaftor ve Ivacaftor" etken maddeli "TRİKAFTA" isimli ilacın bedelinin herhangi bir kesinti yapılmadan bedeli davalı kurumca karşılaması yönünde tedbir kararı verilmesinin talep edildiği, mahkemece 16/06/2021 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, bu kararın davacı vekili tarafından süresinde istinaf edildiği anlaşılmaktadır. İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.. Bu nedenle dava, “kesin hukuki koruma” olarak nitelendirilmektedir....
Dava dosyasındaki kayıt ve belgelerden dava konusu ilacın tedavide kullanılmak üzere reçete edildiği, tedavi süresince ilaç bedelinin kurumca karşılanmasının istendiği, dava konusu ilacın Sağlık Uygulama Tebliğinde yer almaması sebebiyle talebin Kurum tarafından reddedildiği, bunun üzerine kurumun bu işleminin iptali ile ilaç bedelinin karşılanması yönünde tedbir kararı verilmesinin ve dava sonucunda ise bu ilaçların bedelsiz kullanımına izin verilmesinin talep edildiği, mahkemece talebin reddine karar verildiği, davacı tarafından talebinin reddi üzerine kararın istinaf edildiği anlaşılmaktadır. İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır. Geçici hukuki koruma ise, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile ortaya çıkmaktadır.....