Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davanın şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin olduğunu, şirket ortaklarının şirket faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu ya da müdürlerin yaptıkları işlemler nedeniyle dava açma olanaklarının bulunmadığını, Ortaklar Kurulu’ndan “sorumluluk davası açmak” için alınmış bir karar bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, ayrıca şirket müdürünün ibra edildiğini ve davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 506 sayılı Yasanın 10. maddesine dayalı olarak açılan davada, işveren şirket yönünden 10. maddenin sorumluluk koşulların oluşup oluşmadığı yönünde yeterli araştırma yapmaksızın 10. madde uyarınca davalı işverenin sorumluluğuna karar verilmiş ve ilk peşin değerli gelir 5273,54 TL olduğu halde, gelirde meydana gelen artışları da içine alacak şekilde hatalı belirleme yapılmış ise de, bu hususlar temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış olup, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/12/2013 gün ve 2013/396-2013/425 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Dava, TTK'nın 336. maddesi uyarınca şirket yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen karar davalılar vekili olduğundan bahisle Av. ... tarafından verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir. Ancak dava dosyası içerisinde temyiz eden avukatın davalılardan ...'ın da vekili olduğuna dair vekaletnameye rastlanılmamıştır. Mahkemece, kararı davalıların her ikisi adına temyiz eden avukatın davalılardan ...'ın da vekili olduğuna ilişkin vekaletnamesinin bulunup bulunmadığının araştırılarak varsa buna ilişkin vekaletnamenin eklenilmesi sonrasında temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....

        Petrol Ürünleri Tarım Gıda İnşaat Taahhüt Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi'nde genel kurul toplantısı yapılması için şirket ortağı davacının kayyum/yasal olarak temsilci atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, Limited Şirket ortağı davacı tarafından şirket müdürünün müdürlük görevini yapamadığı gerekçesiyle şirket müdürü atanması amacıyla genel kurulun toplantısı yapılması için kendisinin kayyum atanması istemine ilişkindir. Eldeki dava, davacı tarafından hasımsız olarak açılmıştır. Yargıtay ...Hukuk Dairesinin ... tarih .../... Esas - .../... Karar sayılı emsal İçtihatında; "Dava 6102 Sayılı TTK 410/2.maddesine dayalı olarak davalı şirketin genel kurulun toplantıya çağrılmasına izin istemi olup, belirtilen yasa hükmü gereğince mahkemenin bu konuda vereceği kararlar kesindir..." şeklinde belirtilmiştir. Yargıtay ...Hukuk Dairesinin ... tarih, .../......

          Esas davada davalı, dava dışı şirketin müdürü ..., müdürün azli ve şirket feshine ilişkin birleşen dava da ise tarafların ortağı olduğu şirket davalıdır. Limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin esas davada davalı müdürün şirketi temsil ve ilzam yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin tedbir talebi yönünden; Şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin davada TTK 644. maddesi yollamasıyla uygulanacak TTK 553. maddesi vd.maddelerinde geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK 389. vd.maddeleri uygulanmalıdır. HMK'nın 389. maddesi uyarınca; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir "....

            SAVUNMA : Davalı ....-- cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette ---tarihleri arasında --- olarak çalıştığını, şirket müdürünün sorumluluğuna istinaden dava açılabilmesi için --- kararı alınması gerektiğini, bu karar alınmadan dava açıldığını, idari para cezalarına davacı şirketin itiraz etmeyerek kusurlu davrandığını, müvekkilinin -- görevini ifa ettiğini ve sözleşmenin ----bildirilmesi ile ilgili bir yükümlülüğü bulunmadığını, dava konusu para cezasının doğmasına ilişkin müvekkilinin kusur ve sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı .......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı Beypazarı Karakoca Doğal Mineralli Su İşletmesi aleyhine 20/06/2007 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 17/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davalı şirket tarafından üretilen maden suyu şişesinin patlaması sonucundan bedensel zarara uğranıldığı ileri sürülerek tazminat isteminde bulunulmuştur. Dava, davalının imalatçı-üretici olarak sorumluluğuna dayalı olarak açılmıştır....

                Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davada TBK’nin 27. ve 49. maddesi kapsamında hile nedeniyle kesin hükümsüzlük ve haksız fiil sorumluluğuna dayanıldığı, davalıların haksız eylemleri nedeni ile davacı şirketin mal varlığında zarar oluştuğunun iddia edildiği, bu durumda uyuşmazlığın çözümünde HMK’nin 2. maddesi kapsamında asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ticari işletme müdürünün haksız eyleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

                  TURİZM LİMİTED ŞİRKETİ müdürünün azli koşullarının bulunup bulunmadığı, müdürün şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, davacının yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat talebinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise zarar miktarının ne kadar olduğu hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş, her ne kadar mahkememizin 11/02/2021 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de, bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, taraflara ihtarlı tebligata rağmen tarafların hazır olmadığı, mazerette bildirmedikleri anlaşılmakla bilirkişi incelemesi yapılamadığına dair 25/02/2021 tarihli tutanak tanzim edildiği görülmüştür....

                    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ...’in şirkete ait defterleri mahkemeye sunmadığı, ...’ın 82. maddesine uygun şekilde defterlerin zayi olduğu konusunda talepte bulunmadığı ayrıca davalı şirket müdürünün azli için haklı nedenlerin oluştuğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı ...’in şirket müdürlüğü görevinden azline karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. Şirket müdürünün azli davalarında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir....

                      UYAP Entegrasyonu