Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı TEDAŞ, davada husumetin yanlış yöneltildiğini, imzalanan 24/07/2006 tarihli "İşletme Devir Hakkı Sözleşmesi" ile davaya konu enerji hattının ve bu hattan kaynaklanan sorumluluğun Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye devredildiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, işletme devir hakkı sözleşmesi ile hattan kaynaklı sorumluluğun Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye devredilmesi nedeni ile davalı TEDAŞ'ın olay nedeni ile sorumluluğu olmadığı gerekçesiyle asıl davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir. Her ne kadar, TEDAŞ ile Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında sorumluluğa ilişkin düzenlemeler içeren işletme hakkı devir sözleşmesi var ise de; davacı bu sözleşme yönünden 3. kişi konumunda olup, sözleşme hükümleri davacı yönünden bağlayıcı değildir. Sözleşme, ancak iç ilişkide, diğer bir anlatımla sözleşmenin tarafları arasında uygulanabilir....

    Öte yandan Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşılmakla; davalının bu hususa yönelik savunmaları ve talebi yerinde görülmemiştir. Taraf delilleri toplandıktan sonra dosyamızda bilirkişi raporu temin edilmiş, dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda özetle söz konusu kamulaştırmasız el atma eyleminin 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden önceki dönemde gerçekleştiği kanaatine varılması halinde Şile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava doğrudan ...'a karşı açıldığından işletme devir hakkı sözleşmesinin akdedildiği tarihten önceki dönemde ...'...

      Davacı, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 7. maddesine istinaden bu davayı açmıştır. Bu tarihte sözleşmeyi yapan her iki şirketin de tüm hisseleri kamuya aittir. Davalı ise Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9. maddesi ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 18.6. maddesine göre davacının talepte bulunamayacağını ileri sürmüştür. Öncelikle, bu uyuşmazlığın çözümünde, hangi sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerekir....

        Davacı, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 7. maddesine istinaden bu davayı açmıştır. Bu tarihte sözleşmeyi yapan her iki şirketin de tüm hisseleri kamuya aittir. Davalı ise Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9. maddesi ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 18.6. maddesine göre davacının talepte bulunamayacağını ileri sürmüştür. Öncelikle, bu uyuşmazlığın çözümünde, hangi sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerekir....

          Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Hisse Devir Sözleşmesindeki hükümlerin davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, davaya konu borcun İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden önce doğduğu ve davacı tarafça ödendiği, açılan davanın davalıya ihbar edilmemesi nedeniyle davacının mahkeme kararı ile hükmedilen tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 4.166,06 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davanın işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olduğu, rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.931,06 TL'nin 16.950,00 TL'sine 23/01/2009, 3.981,06 TL'sine 22/01/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davanın işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olduğu, rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.931,06 TL'nin 16.950,00 TL'sine 23/01/2009, 3.981,06 TL'sine 22/01/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

              Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Rücuen alacağa dayanak dava ... Genel Müdürlüğü aleyhine açılmadığından somut uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır....

                Diğer hususlar başlıklı 22. maddesinin "f" bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmeler ile ilgili olarak kendisinin veya şirketin idareyi ve ...'ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt eder." hükümlerinin bulunduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir....

                  Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 28.06.2013 tarihi öncesi yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı TEDAŞ'tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 28.06.2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir. Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır....

                    UYAP Entegrasyonu