Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, TEDAŞ ın özelleştirilmesi sürecinde alınan bir kısım yargı kararları sonrasında TEDAŞ ile hisselerinin tamamına sahip olunan 20 Elektrik Dağıtım Şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" imzalandığını, T1 A.Ş 25/09/2008 tarihinde de gerçekleştirilen ihale sonucunda şirketin tüm hisselerinin 30/10/2009 tarihinde Alcen Enerji Dağıtım ve Parakende Satış Hizmetleri A.Ş tarafından devir alındığını, MEDAŞ ın ihale sürecinin tamamlanmasının ardından 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi ve özelleştirme idaresi talimatları doğrultusunda taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin ayrım çalışmaları yapılıp listeler hazırlanarak tespit tutanağı imzalandığını ve yönetim kurullarının onayından geçerek kesinleştiğini işletme hakkı sözleşmesinin imzalanması, ile birlikte işletme hakkının devredildiğini...

Enerji Dağıtım ve Parakende Satış Hizmetleri A.Ş tarafından devir alındığını, ...... ın ihale sürecinin tamamlanmasının ardından 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi ve özelleştirme idaresi talimatları doğrultusunda taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin ayrım çalışmaları yapılıp listeler hazırlanarak tespit tutanağı imzalandığını ve yönetim kurullarının onayından geçerek kesinleştiğini işletme hakkı sözleşmesinin imzalanması, ile birlikte işletme hakkının devredildiğini ve 24/07/2006 tarihi sonrasında dağıtım faliyetinin davacı tarafça yürütüldüğünü ve sözleşmenin 7....

    Dava, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Dava konusu alacağın taraflar arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesine dayandığı ve sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Yasa'nın 125. maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir. ... 1. İş Mahkemesi'nin ... E.-... K. sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinden; asıl ve birleşen ... 2. İş Mahkemesinin ... E. sayılı dava dosyasında davacı ..., birleşen Mahkemenin ......

      Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacaktır....

      Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacaktır....

        Birleşen 2014/210 Esas sayılı davada davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında sözleşme imzalandığı tarihten önceki işlemlerden dolayı bütün mesuliyetin davalı ...'a ait olduğunu, ... tarafından 19.02.2005 tarihinde iş kazası sonucu malul kalan ...'a bağlanan gelir ve yapılan ödemeler nedeniyle müvekkili şirket aleyhine açılan dava nedeniyle icra dosyasına 3.800,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince sorumluluğunun davalıya ait olduğunu belirterek, 3.800,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Birleşen 2014/211 Esas sayılı davada davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında sözleşme imzalandığı tarihten önceki işlemlerden dolayı bütün mesuliyetin davalı ...'...

          Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda ödemenin yapıldığı tarihin Hisse Satış Sözleşmesinden önce olmasının rücuen alacak talep eden davacının hukuki durumuna bir etkisi olmayıp, rücuya esas olayın İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi tarihinden önce, ödemenin ise sözleşme tarihinden sonra yapılmış olması davacının İHDS hükümlerine dayanarak rücuen alacak talep etmesi için yeterlidir. İstanbul Anadolu (...) ... Müdürlüğü'nün ... sayılı takip dosyası ile alacaklı ... (Budak) tarafından borçlular ... Dağıtım A.Ş. ve ... Elektrik Dağıtım A.Ş....

            Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır. Diğer taraftan rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı)....

              Mahkemece iddia savunma ve dosya kapsamında; 24.07.2006 tarihli işletme devir hakkı sözleşmesinden önce dava dışı 3. şahsın uğradığı zararın tazmini için ödenen tüm bedelden hisse devir sözleşmesinde işletme devir sözleşmesindeki hükümlerin saklı tutulduğu, bu nedenle davalının sorumlu olduğu, dava tarihinden önce davacı tarafından davalıya ihtarname tebliğ edildiğinden temerrüdün oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir. Davalı vekilinin açılan davada avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı)....

                  UYAP Entegrasyonu