Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur....

    DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/03/2019 KARAR TARİHİ : 10/06/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ortadan Kaldırma Kararından Önceki Yargılama; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile Tasfiye olunan ... Elt. Bilgi İşlem Mer. Tic. Ltd. Şti. Arasında kira akdinden dolayı müvekkillerinin tasfiye edilen şirketten alacaklı olduğunu, ancak davalı şirket müdürü ve tasfiye memurlarının açılmış olan dava ve icra takiplerine rağmen terkin işlemlerine devam ettiğini ve alacaklı oldukları şirketleri tasfiye ettiklerini, Davalı şirket müdürünün kötü niyetli olduğunu,müvekkillerinin alacağının tahsil edemediğini, mağdur olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; Davanın kabulü ile Davalı şirket müdürü ...'...

      Değinilen maddenin düzenlemesine yol açan asıl neden, meydana getirilen yapının korunmasındaki mevcut olan genel iktisadi yarardır.Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyi niyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği, aynı yasanın 723. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 4.3.1953 tarih 10/3 sayılı içtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötü niyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa maliklerinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmelidir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/288 ESAS, DAVA KONUSU : Bina Sahibinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Maddi, Manevi Tazminat KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden Yeliz'in eşi, diğer müvekkillerinin babaları Burçin Serinsöz'ün apartman girişinde bulunan veteriner kliniği önünde otururken davalıların meskenleri bulunan apartmanın altıncı kat balkon dış cephesinden başına düşen sıva parçaları nedeni ile 04/08/2020 tarihinde ağır şekilde yaralanarak 25/08/2020 tarihinde vefat ettiğini ileri sürüp maddi ve manevi tazminat talebinde ve ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur....

        Mahkemece, benimsenen 30/03/2015 tarihli kusur raporu uyarınca, kusurları bulunmaması nedeniyle davalı yapı malikleri ..., ... mirasçıları ve ... şirketinin yetkilisi, ortağı ve genel müdürü olan davalı ... yönünden davanın esastan reddine, olayda kusurlu bulunan davalılar ... şirketi, ... şirketi, ... ve ... yönünden davacı ...’ün maddi ve manevi tazminat istemlerinin ve davacılar ... ve ...’ün manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 58. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 69.) maddesi ile “bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın “doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Yapı eserinin maliki, bunların hiç kimse ve hiçbir şey için tehlike taşımayacak şekilde yapılmasını ve işlemesini garanti etmekle yükümlüdür....

          (Mülga 818 sayılı B.K'nun 58) maddesi uyarınca, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, TBK'nın anılan maddesindeki sorumluluk objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan "ağırlaştırılmış" bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu sorumlulukta zarar gören, yapı malikinin, yani davalı SASKİ'nin kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Yapı maliki de, kusurun bulunmadığı savunmasının ötesinde uygun illiyet bağının kesildiğini kanıtlamalıdır. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması veya üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması gerekmektedir. Ancak, imal olunan şey malikinin ek kusuru varsa, illiyet bağının kesilmesi malikin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz....

          Dava, davacının, yapı malikinin sorumluluğundan kaynaklanan rücuen alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK'nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. İstanbul .... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde 12.999,10 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 881,45 TL yasal faizi ile birlikte toplam 13.880,55 TL'nin tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi 02/05/2023 havale tarihli raporunda; ... Mahallesi ......

            Aynı yasada kusursuz sorumluluk ilkesi başlığı altında yapı malikinin sorumluluğunun düzenlendiği, 69/1 maddesi gereğince; bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Uygulamada yapı malikinin sorumluluğunun ortadan kalkması için mücbir sebep, zarar görenin kusuru veya üçüncü kişinin ağır kusuru gibi sebeplerin varlığı aranmaktadır. Bu sebeplerin varlığı halinde kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kalktığı kabul edilir....

            TMK'nin 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır. Bu maddede iyi niyetin tanımı yapılmamışsa da aynı Kanunun 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda kuşku yoktur. Yapı malikinin kendinden beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşın, sınırı aştığını bilmesi veya bilecek durumda olmaması yahut sınırı aşmasında yasaca korunabilecek bir nedenin bulunması onun iyiniyetini gösterir. Yapı yapan kişinin iyi niyetli olmaması aşırı zarar bulunup bulunmadığına bakılmaksızın taşan kısmın yıkılması sonucunu doğuracağından iyi niyet üzerinde önemle durulmalı, olaylar, karineler, tüm taraf delilleri bir arada özenle değerlendirilmelidir....

              Dolayısıyla, sonradan malik olan davalı ... esasen taşınmazın üzerindeki yapı ve ağaçlar bedelini de Hazineye ödemiş olduğundan davacının tazminat isteminin muhatabı olamaz. Tazminat isteminin muhatabı taşınmazı üzerindeki yapı ve ağaçların değeri ile birlikte davalı ...’a tahsis ve tescil eden Hazine olup, davanın bu nedenle Hazineye yöneltilmesi doğrudur. Binanın yapıldığı, ağaçların dikildiği tarihteki taşınmaz maliki Hazinenin ödemesi gerekeceği tazminat miktarının ne olacağı sorununa gelince; Arazi sahibinin yapılan inşaatın kaldırılmasını istememesi veya talep etmesine rağmen somut olayda olduğu gibi aşırı bir zararın doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde arazi malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine muhik bir tazminat ödemesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 723. maddesi uyarınca ödenecek olan tazminatın tutarı malzeme sahibinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir....

                UYAP Entegrasyonu