Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın TMK 1007 olan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay (20) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın TMK. 1007.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      -KARAR- Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın satışı sırasında işlemi gerçekleştiren vekilin daha önceden vekillikten azledildiğinin belirlendiğini, azle rağmen yapılan satışın geçersiz olduğunu, TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumluluğunun doğabileceğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada TMK.'nun 1025. maddesinde öngörülen “yolsuz tescil” hukuki sebebine dayanıldığı anlaşılmaktadır. Davanın açıklanan bu nitelendirilmesi karşısında, yolsuz tescile dayalı iptal-tescil isteğinin ancak ayni hak sahiplerince ileri sürülebileceği ve kayıt maliki olmayan Hazinenin eldeki davayı açma sıfatı bulunmadığı açıktır. Esasen, Hazine bakımından TMK.'nun 1007. maddesinden kaynaklanan bir sorumluluğun gerçekleştiği de henüz söylenemez....

        kalmak üzere TMK 1007 uyarınca maddi tazminat alacağının 10.000,00 TL 'sinin davaya konu mahkeme kararının kesinleşme tarihi olan 11.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

        kararlarına, Anayasa’ya, MK.m. 1007 maddesinde belirtilen tapu siciline güven ilkesine aykırı olduğunu, kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK m. 1007 maddesi gereğince iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; Davacıların sahibi olduğu taşınmazın tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Davada Maliye Bakanlığı veya Maliye Hazinesinin ve Defterdarlığın taraf sıfatı bulunmadığından müvekkili idareye husumet tevcihi 1 ve 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine ve 5018 sayılı kanuna aykırı olduğunu, 6292 sayılı yasa uyarınca Hazine husumet tevcihinin mümkün olmadığını, davanın idari olarak gerekli yasal başvuruların yapılmadan açıldığını, TMK.1007 maddesi gereğince hukuki değerini yitiren tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilemeyeceğini ve zamanaşımının da geçtiğini, taşınmazın maliki tarafından orman kadastrosuna itiraz edilmediğini, bu nedenle davacılara ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini, belirterek davanın yasal ön başvuru şartları yerine getirilmediğinden reddine, husumet, zamanaşımı ve esastan haksız ve yersiz olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı ... vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemce, uyulan bozma ilamı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı yasal gerekçelere göre davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/88 ayılı dosyasının incelenmesinde; davacıların T5 T1 T2 T3 ve T4 davalının T7 olduğu, 25/02/2020 tarihine dava konusu Yalova ili, Altınova ilçesi, Ayazma Köyü Kirazlıtarla Mevkii, 129 ada 67 Parsel sayılı taşınmazın TMK 1007 maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin olduğu ve davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf zamanaşımı itirazı ve ıslahın yok sayılması ihtimaline binaen ilk davada taleplerini arttırdıkları 10.000 TL yönünden ek dava açmış ise de; ilk davada belirtilen bu miktarı talep etmiş olmaları sebebiyle ilk derece mahkemesince dava şartlarından olan derdestlik sebebiyle davanın reddine karar verilmesi isabetlidir.İşbu davanın ek dava kabul edilebilmesi için ilk dosyanın sonuca bağlanması ve kesinleşmesi gerekmektedir. Davacının haksız istinafı reddolunmalıdır....

          UYAP Entegrasyonu