Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 05/06/2017 tarih ve 2017/310 Esas 2017/735 Karar sayılı ilamı ile Ali Ülker’in tekrar kısıtlanmasına ve kendisine Birsel Ülker’İn vasi olarak atanmasına karar verildiği, ardından 27/04/2020 tarihli ek kararla Birsen Ülker’İn vasilik görevinin uzatılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda kısıtlı hakkında ilk kez kısıtlılık ve vasi tayini kararı veren vesayet makamı Sarayköy Sulh Hukuk Mahkemesi olup dosya arasında kısıtlının yerleşim yeri değişikliğine izin talebi ve vesayet makamı olan Sarayköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin bu yönde bir kararı mevcut olmadığından kısıtlıya atanan vasinin değiştirilmesi talebinde görevli ve yetkili mahkeme de Sarayköy Sulh Hukuk Mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle davaya Sarayköy Sulh Hukuk Mahkemesince bakılması gerekirken Denizli 3....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Zimmet HÜKÜM: Denetim görevinin ihmali suçundan mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hakkında basit zimmet suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık ...'ün, suç tarihinde, sermayesinin tamamı ... Belediyesine ait olan ... İmar ve İnşaat San. Tekn. Hizm....

    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen mahkeme kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince, inançlı işlem savunmasının kesin delille ispatlanamadığı, delil başlangıcı niteliğinde sayılabilecek belge de bulunmadığı gerekçesiyle yerinde görülerek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 1533 parsel sayılı taşınmazının beş çocuğuna eşit hisselerle devredilmesi amacıyla davalı torunu İrfan'ı vekil tayin ettiğini, ancak torununun, vekaletnamede imzası bulunan ve akrabası olan diğer davalı ... ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, anılan taşınmazı 18.02.2009 tarihinde ve satış suretiyle davalı ...'a devrettiğini, her nekadar, vekelatname tarihinde sağlık kurulu raporu alınmış ise de, o tarihte sağlıklı düşünemediğini ve müzayaka halinde olduğunu; temlikin muvazaalı olup, kendisine satış bedeli ödenmediğini ileri sürerek, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğinde bulunmuş, yargılama sırasında davacı vefat ettiğinden dava tereke temsilcisi tarafından sürdürülmüştür. Davalılar, iddianın doğru olmadığını, çekişmeli taşınmazın 45.000....

        -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkin olup, mahkemece temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiği iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle iptal ve tescil isteğinin reddi ile sicilin dayanağını teşkil eden resmi akitte bedelin nakten ve tamamen vekile ödendiğinin yazılı olması karşısında, vekilin talimat uyarınca bir bedel almadan devrin gerçekleştirildiği yönündeki savunmasına itibar edilmeyerek, bedele hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yönlere değinen davacı ve davalı ...'nın temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine....

          satış suretiyle temlik ettiğini, davalıların el ve iş birliği içinde hareket ettiklerini, satış iradesi bulunmadığı gibi satış bedelinin de ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200.000,00 TL’nin (ıslah ile 224.953,12 TL) satış tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, zamanaşımı def'inde bulunarak, davanın esastan da reddini savunmuşlardır. Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanılması bakımından 818 sayılı Borçlar Kanun'un 126/4. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...'ın ... ....

            ın vekalet görevini kötüye kullandığı, satış yaptığı halde bedelini davacıya ödemediği, davalıların birbirlerini tanıdıkları gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar Dairece "...davadaki hukuki sebebin vekalet görevinin kötüye kullanılması olmayıp, davanın hukuki sebebinin, vekaleten satışı yapılan taşınmazın satış bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığı, BK' nın 217. maddesi delaletiyle 211. maddesi hükmü uyarınca, satış bedelinin ödenmemesi halinde akti feshederek satışa konu şeyin geri alınması hakkı saklı tutulmadıkça veya bu konuda bir ihtirazi kayıt dermayan edilmedikçe, satılan şeyin istirdadı istenemeyeceğinden, tapu iptal ve tescil isteğinin dinlenmesine olanak bulunmadığı gözetilerek, tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi bedelden kaynaklanan tazminatta istendiği bu nedenle tazminat isteği bakımından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ileri sürecekleri delillerin toplanması,...

              Mahkemece; kısıtlıların adres değişikliğinin mahkemeden talep edilmediği, bu nedenle vasilik görevinin devam ettiği, kısıtlıların ... ve ...’ye gönderilmiş olmalarının vasiliğin iptalini gerektirmediği gerekçesiyle davanın reddine vesayetin veya vasiliğin kaldırılması için bir sebep olmadığına karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından kısıtlıların adres değişikliğinin bakanlıkça yapıldığı açılan davanın vasiliğin iptaline ilişkin olduğu, adres değişikliğine ilişkin olmadığı, hukuki değerlendirmenin hatalı olduğu gerekçesiyle süresinde temyiz edilmiştir. Dava; vasi değişikliğine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasinin şahsına-sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi, öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamına aittir....

                gerçekleşmesi içinde sanığın görevinin mağdure yönünden zorunlu ve icbar edici nitelik taşımasının zaruri olduğu, dolayısıyla sadece görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak eylemin gerçekleştirilmesi halinde nüfuzun kötüye kullanıldığının kabulünün mümkün olmadığı, 5237 sayılı TCK'nın 102/3-b maddesi gereğince yapılacak artırımın kamu görevinin, vesayet ve hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması haline münhasır olup, dosya içeriğine göre nüfuzun kötüye kullanılması durumunun söz konusu olmadığı, mevcut haliyle eylemin TCK'nın 102/1. maddesinde düzenlenen basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 102/3-b. maddesinin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini, Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Yüklenen suçu TCK'nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır. Delillerle iddia ve savunma, yapılan yargılama göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanığın temyiz itirazlarının reddiyle eleştirilen husus dışında usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 16/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu