Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıya ait kamyon sürücüsünün B sınıfı sürücü belgesine ve MSB motorlu araç kullanmaya haiz sürücü belgesine sahip olup, olayda tam kusurlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.257.00 TL’nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dava, zorunlu trafik sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.c. maddesinde, tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnâmeye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş ise sigortacının bu hususu zarar görenlere karşı ileri süremeyeceği, ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmıştır....

    Mahkemece, davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklanmadığı, üçüncü şahsın açtığı tazminat davası niteliğinde olduğu, bu nedenle genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi mevcuttur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortaları” düzenlenmiştir....

      Mahkemece, davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklanmadığı, üçüncü şahsın açtığı tazminat davası niteliğinde olduğu, bu nedenle genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi mevcuttur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortaları” düzenlenmiştir....

        Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Görevli ve Yetkili Mahkeme" başlığını taşıyan 110. maddesinde; "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; dava hemzemin geçitte meydana gelen tren – trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Bu durumda, mahkemece, 2918 sayılı Yasanın 110. maddesindeki düzenleme doğrultusunda, meydana gelen zararın rücuen tazmini istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gözetilerek, işin esasının incelenmesi gerekirken, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/618 Esas KARAR NO : 2022/215 DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/10/2021 KARAR TARİHİ : 17/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirketin ... tarihli maddi hasarlı trafik kazasında maddi olarak zarar gören ... plakalı aracın maliki olduğunu, davalının ise kazaya karışan diğer araç olan ... plakalı aracın maliki konumunda olduğunu, ... tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında hasar gören müvekkili şirketin maliki olduğu aracın onarım gördüğünü, onarım gördüğü süre içerisinde çalıştırılamamasından kaynaklı zarar bedelinin tazmini adına işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, kaza sonrası düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki bilgilere göre davalı şirkete ait ... plakalı araç sürücüsünün...

            Davacılar ile davalı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı arasında iş akdi bulunmadığı gibi 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğunu düzenleyen 85. maddesi gereği motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı zarar gören 3. şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu yasal düzenleme davaya dayanak gösterilerek işbu dava açılmış olduğuna, davanın desteğin ölümü ile sonuçlanan kazadan kaynaklanan tazminat davası oluşuna göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiği dikkate alınarak davanın esasına girilerek tarafların iddia, savunma ve delillerinin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken İş Mahkemisi'nin görevli olduğu yönünde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

              Buna karşılık, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)'nun 109.maddesinin ilk fıkrasında, yine bir haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin tabi bulunacağı zamanaşımı süresi yönünden 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesindeki düzenlemeden farklı, özel bir hüküm getirilmiş; "motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar" şeklindeki bu hükümle, Borçlar Kanunu'nun 60. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresi, bu tür tazminat davaları yönünden iki yıl olarak düzenlenmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; "davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması ve ceza kanununun bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde, bu sürenin, maddi tazminat talebiyle açılacak davalar için de geçerli olacağı " hükme bağlanmıştır....

                Davalılar ... ve ... vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, maddi hasarlı trafik kazalarından kaynaklanan rücu ve tazminat davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu sebeple davanın görevsizlik nedeniyle reddini talep ettiklerini, dava şartı olan arabuluculuk toplantısı yalnızca davacı ile davalı ... arasında gerçekleştirildiğini, davacı tarafından müvekkillerine yapılan bir davet olmadığı ve sulh imkanı verilmediğini, dava şartının eksiliği sebebiyle usulden reddini talep ettiklerini, davanın usule ilişkin itirazlarımız dikkate alınarak usulden reddini, mahkememiz aksi kanaatte ise itirazımızın yerinde olduğuna karar verilerek, davanın esastan reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı/davacı hakkında takip konusu alacağın %20'den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

                  KTK'nın 109-(2) madde hükmünde, davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması ve Ceza Kanununun bu eylem için daha uzun bir dava zamanaşımı süresi öngörmüş bulunması halinde, bu sürenin, maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Bu madde hükmünde geçen "maddi tazminat talepleri" kavramı ile kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan araç hasarına ilişkin davadaki istemin (maddi tazminatın) ilişkilendirilmesi mümkün değildir....

                    Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında kurulan sözleşmeye göre sigortalı aracın kiralık araç olarak kullanılması halinde hasarın teminat dışı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ... adına 8 adet araç kaydının olduğu belirtilen bahse konu araçların trafik tescil kayıtlarının, trafik sigorta poliçelerinin ilgili yerlerden (Tramer Kayıtlarından) araştırılmadan, ayrıca davacının davaya konu aracı internet (facebook) adreslerinden kiraya verdiğine ilişkin savunmaları bu konuda yapılacak araştırmalar yerinde tartışıp değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu