Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasısıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 2008/261 E. - 2008/333 K. sayılı kararı ile sabit olduğu, kendi kusurlu durumu nedeniyle davacının TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin kusursuz sorumluluğuna dayalı olarak tazminat isteyemeyeceği, bu sebeple Davanın reddine karar verilmesi ...” gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih 2015/2590 E. - 2016/5027 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere manevi zararlardan dolayı TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak Devlete karşı tazminat davası açılamayacağı, tapu sicilinde yapılan yolsuz tescili düzeltme yoluyla zararı önleme imkanı mevcut oldukça zarardan ve devletin sorumluluğundan söz edilemeyeceği, Devletin zarardan sorumlu olabilmesi için, tapu sicilinin tutulmasıyla zarar arasında (haksız fiillerdeki) "uygun illiyet" bağı bulunması gerektiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine ..... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince; davacı vekilinin ileri sürdüğü tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353 md. (b-1) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir....
Davacı vekili 24.11.2015 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile talep ettikleri tazminat miktarını 477066,00 TL‘ye artırmıştır. Mahkemece dava davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulüne, 477.066,00 TL'nin davacıların dosyadaki miras payları oranında eşit olarak ödenmek üzere, tapu iptali ve tescil kararının kesinleşme tarihi 24/02/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava,TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir....
Kadastro Müdürlüğünce dava konusu parselin yüzölçümünde hata bulunduğu tespit edilerek 2006 yılında Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yüzölçümünün 24.530,00 m² olarak tapu kütüğünde düzeltildiğini, müvekkillerinin murislerinin bu yüzden taşınmazı 4.050,00 m² eksik yüzölçümü ile sattığını, müvekkillerinin bu şekilde ortaya çıkan zararından TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş, hüküm bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir....
DAVA: Tevzi kaydına dayalı olarak tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talebine ilişkindir....
Mahkemece; TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat davalarının dayanağının, davacıların mülkiyet hakkının ihlal edilmesi olduğu, getirtilen tapu kayıtlarına göre davacıların tespit öncesi veya sonrası itibari ile hiçbir zaman taşınmaza malik olmadıklarını, dava konusu taşınmazın öncesi itibari ile ... vasfında olup 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince ... adına ... sınırları dışına çıkarıldığı, kadastro sırasında davacılar ve murisleri adına kullanıcı şerhi verildiği, taşınmazın öncesi ... olması nedeni ile zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile kazanmalarının mümkün olmadığı, daha sonra ... tarafından açılan dava sonucu sözkonusu şerhin terkin edildiği, bu durum itibari ile davacıların tazminat talep etme haklarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan ilk davada hükmedilmeyen kısmın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davacı tarafından Hazine aleyhine TMK'nın 1007. maddesine dayalı olarak tazminat istemli açılan davada Soma 1....
Mahkemece, davacıların davalarını belirsiz alacak davası olarak açtıkları, bedel artırımına ilişkin dilekçelerinde de bu hususu yineledikleri, eldeki davanın TMK'nın 1007. maddesine dayalı olarak açıldığı, bu tür davaların belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, TMK’nın 1007. maddesine dayalı açılan tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağının düşünülmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak 6100 sayılı HMK'nın 33. maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara, hukukî niteleme hakime aittir. (HUMK'nın 76. md) Davacı dava dilekçesinde davasının belirsiz alacak davası olduğunu belirtmişse de dava dilekçesinde; fazlaya dair haklarını saklı tutarak dava değerini gösterip bu değerden nisbi harcı yatırmış, daha sonra ıslah dilekçesinde dava değerini artırıp ıslah harcını da tamamlamıştır....
Bu şekildeki eylem nedeniyle oluşan zarar, tapu dairesinde yapılan işlemden kaynaklandığından, tehlike sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluk şeklinde düzenlenen TMK 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğunu gerektiren illiyet bağının kesilmediği ve davalı ...nin tapu kaydının iptali nedeniyle TMK 1007. maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğunun bulunduğunun anlaşılmasına göre, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde illiyet bağının kesildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. 3) Davalı gerçek kişi vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazları yönünden; Dosya kapsamına göre, davalı gerçek kişi hakkında açılan dava 1512 sayılı Kanunun 162. maddesine dayalı olarak, ... aleyhine açılan dava ise TMK 1007. maddesine dayalı olarak açılmış olduğuna göre, davanın reddi halinde yararlarına takdir edilecek vekâlet ücretine de ayrı ayrı hükmedilmesi gerekirken, hüküm yerinde birlikte vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından...