ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2021 NUMARASI : 2019/555 ESAS DAVA KONUSU : Tapu Sicilinin Tutulmasından Kaynaklanan Tazminat (TMK.1007. madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili adanı tescil edilen taşınmazların daha sonradan mahkeme kararı ile elinden alındığını ileri sürerek tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olarak TMK.nın 1007. Maddesi kapsamında tazminat talebinde bulunmuştur. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu Sicilinin Tutulmasından Kaynaklanan Tazminat (TMK.1007. madde) istemine ilişkindir....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Yargılama sırasında yapılan ödemeler ile maddi tazminat talepleri konusuz kaldığından, davacının feragat beyanı özü itibariyle ibra nedeniyle maddi tazminat davasını takipsiz bırakmaya yönelik olduğundan maddi tazminat davaları yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. 3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.'nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür....
Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, 'BK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davalı-karşı davacı erkek yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davalı-karşı davacı erkek yararına hükmolunan manevi tazminat azdır....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Mahkemece, kısa kararda kadının tazminat talebi hakkında hüküm kurulmadığı halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davalı kadının manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında manevi tazminat yönünden çelişki yaratılmıştır. Bu sebeple kadının tazminat talebi yönünden verilen karar usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 4-Davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesinin 2022/1174 esas ve 2022/4103 karar sayılı ilamı ile ''Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle Dairemiz kararının kısmen onanmasına kısmen ise bozulmasına hükmedilmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden sonra açılan, boşanmanın fer'i niteliğindeki tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde esas alınacak kusurun boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olan kusur olacağı, sonradan Türk Medeni Kanununun 178. maddesine göre açılan maddi ve manevi tazminat talepleri için artık yeni vakıalara dayanılması yeniden kusur dağılım ve derecesinin tespit edilmesinin mümkün olmayacağı, bu itibarla kesinleşen boşanma dosyasında kusur olarak yer almayan aldatma, hakaret ve küfür eylemlerinin iş bu davada davalı erkeğin kusuru olarak belirlenmesi yerinde değil ise de, kesinleşen boşanma ilamında davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik birlikteliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmeyerek kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece de bu kusurlu...
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda; her üç boşanma davasının da ayrı ayrı kabulüne, kabul edilen zina davasından dolayı, davalı-karşı davacı erkek lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmiş, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında davalı-karşı davacının istemiş olduğu maddi-manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararında ; "......
Davacı, yağan yağmurla birlikte ormandan gelen odun parçalarının mazgalları tıkaması sonucu, çamurlu yağmur sularının kendisine ait fırına dolması nedeniyle, fırında bulunan malzemelerin zarar gördüğü, uzunca bir süre çalışamadıkları ve boğulma tehlikesi atlattıklarından bahisle maddi ve manevi zararlarının oluştuğunu iddia ederek, uğranılan zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak, mala verilen zararlar nedeniyle manevi tazminat istenilemez. Gerek BK. 49. maddesi gerekse TMK. 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceği öngörülmüştür. Bu düzenlemeler, mal varlığına ilişkin zararları içermez. Şüphesiz, mal varlığına yönelik eylemler de kişiyi az veya çok üzüntüye düşürebilir. Ancak, böyle bir nedenden kaynaklanan ihlaller, manevi tazminat yolu ile giderim kapsamında düşünülemez....
Ağır kusurlu eş yararına TMK 174/1- 2 maddesi gereğince maddi tazminata ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden davalı karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Sonuç olarak;Davacı karşı davalı kadının erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine,aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminat,kusur tespiti,reddedilen yoksulluk nafakası, reddedilen maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin istinaf başvuru talebinin kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....