Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK 1007 maddesine dayanılarak açılmış tazminat istemini içermektedir. İlk derece mahkemesince Dairemizin 28/09/2018 tarih 2018/500 Esas 2018/1039 karar sayılı kaldırma kararı uyarınca yeniden ek rapor alınarak hüküm verildiği anlaşılmıştır. Yalova 2....

Değerlendirme ve Gerekçe : A) Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir....

Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22.maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme çalışmalarından kaynaklanan davacıya ait taşınmazın çapında bir azalma meydana geldiğinden bahisle açılan tapu iptal ve tescil, istemin yerinde görülmemesi halinde TMK'nın 1007. maddesi gereğince doğan zarardan Devletin sorumluluğu ilkesi gereğince tazminat istemlerine ilişkindir. HSK'nın 02/06/2021 tarih 431 sayılı kararının 13. Hukuk Dairesine ilişkin (6- 15) nolu bentleri gereğince 3402 Sayılı Kanun'un 22/2- a uyarınca yapılan uygulama kadastrosundan kaynaklanan davalar ile tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK m. 1007) sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf incelemesi görevi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (13.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi....

Davacı, çekişmeli on sekiz parça taşınmazın dava dışı kişiler adına kayıtlı iken azledilen vekil tarafından davalılara devredildiğini, kayıt maliklerinin TMK 1007.maddesi uyarınca hazine aleyhine tazminat davası açtıklarını, tazminat sorumluluğu doğmaması ve hak kaybı oluşmaması adına davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile önceki malikler adına tescilini istemiştir. Davalılar, vekilin azlinden haberdar olmadıkları için dava konusu olaylar nedeniyle kusurlarından bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının aktif dava ehliyeti olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; 17.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Tapu Sicili Tüzüğünün 74/4.(1994 tarihli Tapu Sicili Tüzüğünün 85.) maddesi “Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir....

    (TMK. 1007.md.'ye tabi) Henüz tapu kaydı iptal edilmeyen taşınmazlarda, kural olarak devletin TMK m. 1007'den doğan bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Ancak, taşınmazın tapu kaydına orman sınırları içine alındığına veya kıyı kenar çizgisi içinde kaldığına ilişkin kesinleşmiş idari bir tasarruf sonucu şerh konulmuş ise, bu şerhin varlığının tek başına taşınmaz malikinin zararının doğmasına sebep olup/ olmayacağının üzerinde durulması gerekmektedir. A. Türk Borçlar Kanunu m. 50/2 gereğince, zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların akışına göre zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Zarar, fiilen gerçekleşen maddi kayıp şeklinde olabileceği gibi ileride gerçekleşecek zararlarda ve ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklanan zararlarda da TBK m. 50/2 bağlamında hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır (Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2019, 24. Baskı, s. 821)....

    Bu şekildeki eylem nedeniyle oluşan zarar, tapu dairesinde yapılan işlemden kaynaklandığından, tehlike sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluk şeklinde düzenlenen TMK 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğunu gerektiren illiyet bağının kesilmediği ve davalı ...nin tapu kaydının iptali nedeniyle TMK 1007. maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğunun bulunduğunun anlaşılmasına göre, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde illiyet bağının kesildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. 3) Davalı gerçek kişi vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazları yönünden; Dosya kapsamına göre, davalı gerçek kişi hakkında açılan dava 1512 sayılı Kanunun 162. maddesine dayalı olarak, ... aleyhine açılan dava ise TMK 1007. maddesine dayalı olarak açılmış olduğuna göre, davanın reddi halinde yararlarına takdir edilecek vekâlet ücretine de ayrı ayrı hükmedilmesi gerekirken, hüküm yerinde birlikte vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından...

      Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu belirlenerek net gelir metoduna göre tazminat hesabı yapılması doğru ise de tek ziraat bilirkişinin, dava tarihi itibarıyla hesapladığı değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. TMK 1007. maddesine göre açılan tazminat davalarında, mülkiyetteki azalma hangi işlem sonucu oluşmuş ise o işlemin, yani zarar verici işlemin kesinleştiği tarih itibarıyla taşınmaz değeri hesaplanmalıdır....

        Hukuk Mahkemesi'nde açılan dava sonucunda, ödenmeyen bölümün bedelinin davacılara ödenmesine karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, bu kez davacıların zararlarının tam olarak karşılanmadığı iddiasıyla eldeki tespit davasını açtıkları, bu davada tespiti istenen hukukî ilişkinin sebepsiz zenginleşme davası sonucu tahsil edilen değerle taşınmazın yüzölçümü düzeltilen kısmının rayiç değeri arasındaki miktar farkının ve bu zarardan 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince Hazinenin sorumlu olduğuna ilişkin olduğu, TMK 1007. maddesi uyarınca açılacak tazminat davalarının eda davası niteliğinde bulunduğu ve TMK 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararlardan Hazinenin, tehlike esasına dayalı kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, tespiti istenen hususların eda davası ile de istenebileceği, eda davasında verilecek hükmün, tespiti istenen hukukî ilişkiyi de kapsayacağı anlaşıldığından, mahkemece davacıların hukukî yararlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 17/01/2014 gününde verilen dilekçe ile TMK 1007. maddesi kapsamında rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ... mirasçıları davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden ise reddine dair verilen 17/11/2015 günlü kararın Yargıtay'ca increlenmesi davacı vekili ve davalılardan ..., ..., ..., ..., ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, TMK’nın 1007. maddesine göre tapu sicilinin yanlış tutulmasından dolayı zarar görene ödenen maddi tazminatın rücu yolu ile kusurlu olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu