Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar ... ve arkadaşları tarafından düzeltme işlemi sonucunda maliki bulundukları 1159 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü azaldığı ve sınırları değiştirildiğinden yapılan düzeltme işleminin iptali, olmadığı takdirde TMK 1007. maddesi uyarınca 49.819,00 TL tazminat istemiyle dava açmışlardır....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle tazminat veya TMK 1007 Gereği tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 37. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/31 Esas - 2017/48 Karar sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava konusu taşınmaza ilişkin Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/28 Esas, 1999/204 Karar sayılı tapu iptal ve tescil dava dosyasının dosya arasına alındıktan sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 27.02.2003 gün 2002/208-2003/14 sayılı kararı ile kıyı kenar çizgisinde kaldığından bahisle iptali üzerine, davacılar tarafından tazminat istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur. Ancak; 1-Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre; 4721 sayılı T.M.K.'nun 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında değerlendirmenin dava tarihi itibariyle yapılması gerekir. Bu nedenle, dava tarihine göre değerlendirme yapan 22.02.2011 günlü rapora göre hüküm kurulması gerekirken, tapu kayıtlarının iptal edildiği tarihi değerlendirme tarihi kabul etmek suretiyle düşük bedele hükmedilmesi, 2- 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur....

        Davacı vekilinin 21/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettikleri 50.000,00- TL tazminat miktarını 236.031,36- TL' ye yükselterek, aynı gün harcını da yatırdığı anlaşılmıştır. SAVUNMA: Davalı Hazine vekili yanıt dilekçesinde özetle, açılan işbu davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, yapılacak yargılama neticesinde reddi gerektiğini, öncelikle açılan dava yönünden Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi gereğince zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, bu davada davalı tarafın Tapu ve Kadastro Müdürlüğü olduğunu, eldeki davada davacı tarafından TMK 1007. maddesine dayanan bir dava olarak nitelendirilmiş olup, davacının uğradığını iddia ettiği zararın tazminine yönelik bir tazminat davası olduğunu, davacının her ne kadar zararını ispatlaması gerekse de öncelikle müvekkil kurumun bu zarardan gerek TMK 1007. maddesine göre gerek diğer mevzuata göre sorumlu olamayacağı beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        GEREKÇE: Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....

        nun 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 66. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK.'nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır. Bu nedenle, işbu davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

          nun 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 66. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK.'nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır. Bu nedenle, işbu davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin Devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan zararlarının oluştuğu ve bu zararın tazminini Devletten isteyebileceği, Devletin tapu işlemleri sırasında yapılan yanlış işlemlerinin TMK.’nun 1007. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, eldeki dava tapunun gereği gibi tutulmamış olması nedeniyle TMK'nın 1007. uyarınca tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece T3 aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı, Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İstinaf eden tarafın sıfatı dikkate alınarak yapılan incelemede; Davacıların hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamına göre müvekkilinin TMK nun 1007.maddesine dayalı tazminat istemine dayalı tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası, öncelikle dava konusu taşınmazın yüz ölçümünün düzeltilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ise TMK 1007.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu