Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, TMK 1007. Maddesi gereğince ve 6292 sayılı yasanın 7. Maddesi gereğince Hazine ve Orman İdaresi aleyhine açılan tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay (20.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, 4721 Sayılı TMK.' nun 1007.maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      zararın TMK 1007 maddesi doğrultusunda tazmini talebiyle işbu davayı ikame etmek durumunda kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL maddi zararın tapu iptal karırının kesinleşme tarihiden itibaren yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların da hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

      Taraflar arasındaki kesinleşen ... tehdit sınırları içinde kalmak suretiyle kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası ile birleştirilen tapu iptal tescil ve TMK 1007.maddesi uyarınca tazminat davalarının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı ... Hazinesi vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 24/10/2017 günü davalı-karşı davacılar vekillerinin yüzlerine karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden aleyhine temyiz olunan davacı-karşı davalılar vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak sözlü açıklamalar da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü....

        TARİHİ : 11/12/2018 NUMARASI : 2018/73 ESAS - 2018/481KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) KARAR : Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda numarası yazılı dava dosyasının istinaf incelemesi sonucunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisleri adına kayıtlı Yalova ili, Termal ilçesi, Gökçedere mahallesi, 2, 67, 97 (ifrazen 545) ve 94 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilip orman vasfıyla tescil edildiğinden bahisle belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakkın saklı tutularak 10.000 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında özetle; orman kadastrosunun itirazsız kesinleştiğinden davacıların TMK.1007 maddesine dayalı olarak tazminat talep edemeyeceklerinden bahisle davanın reddini istemiştir....

        m. 2'ye aykırı olacağını, hakkında kötüye kullanılması niteliği taşıyan işbu dava aynı zamanda tazminatın temel prensibi olan, zarar olmadan tazminat olmaz prensibine göre esastan da reddedilmesi gerekirken kabul edildiğini, bu sebeple istinaf taleplerinin kabulü ile davanın reddi gerektiğini, TMK 1007 tapu kaydına duyulan güvenden kaynaklanan bir tazminat davası olduğunu, davacıların herhangi bir zararı olmadığı gibi orman olan bir yere sadece şeklen tapuda malik olarak gözüktüklerini, ilk derece mahkemesince bu husus gözetilmeden ve araştırmadan davanın kabulüne karar verildiğini, Yargıtay’ın artık yerleşmiş içtihatlarına göre dava konusu taşınmaz müvekkili idarenin tasarrufunda olmadığından müvekkili idareye husumet düşmediğini, bu nedenle davanın husumet defi de dikkate alınarak husumet yönünden de reddi gerektiğini, davacı tarafın tazminat hukukunun temel prensibi olan zararsız tazminat olmaz ilkesi gereği de davasının reddi gerektiğini, zira davacı tarafın herhangi bir zararı...

        Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK m.1007'ye dayanılarak tazminat talep edilemeyeceğini, tazminat belirlenecekse de makul bir değer belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan inceleme neticesinde 2018/1841 Esas - 2019/534 Karar sayılı ilamı ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Marmara Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/74 esas 2012/60 karar sayılı dosyasının incelenemesinde; dava konusu taşınmazın tamamının tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, kararın 06.06.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

        Açıklanan nedenlerle, TMK.'nun 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 66. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK.'nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır. Bu nedenle, işbu davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

          nun 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 66. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK.'nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır. Bu nedenle, işbu davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

            UYAP Entegrasyonu