Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin 21/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettikleri 50.000,00- TL tazminat miktarını 236.031,36- TL' ye yükselterek, aynı gün harcını da yatırdığı anlaşılmıştır. SAVUNMA: Davalı Hazine vekili yanıt dilekçesinde özetle, açılan işbu davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, yapılacak yargılama neticesinde reddi gerektiğini, öncelikle açılan dava yönünden Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi gereğince zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, bu davada davalı tarafın Tapu ve Kadastro Müdürlüğü olduğunu, eldeki davada davacı tarafından TMK 1007. maddesine dayanan bir dava olarak nitelendirilmiş olup, davacının uğradığını iddia ettiği zararın tazminine yönelik bir tazminat davası olduğunu, davacının her ne kadar zararını ispatlaması gerekse de öncelikle müvekkil kurumun bu zarardan gerek TMK 1007. maddesine göre gerek diğer mevzuata göre sorumlu olamayacağı beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Kadastro sırasında orman tahdidi içinde bulunması nedeniyle revizyon görmeyen ve işleme tabi kayıt niteliği kalmayan eski tapu kaydı hukuki değerini yitirmiş olup 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince hukukî değerini yitiren tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilmesi mümkün değildir. Davacıların tazminat talep hakkı olmadığı ve mahkemece süre yönüyle yapılan değerlendirme yerinde olduğundan davacılar vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1- b-1. Madde gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- İstanbul 10....

Maddeleri uyarınca boşanmalarına, erkeğin evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedeniyle açılan boşanma davasının reddine, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı/davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin manevi tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir. Davalı/davacı erkek vekili; kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ilerine, kusur tespitine, erkeğin reddedilen tazminat talebine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine, birleşen dava ise; öncelikle zina (TMK md. 161), olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....

nun 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 66. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK.'nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır. Bu nedenle, işbu davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

    nun 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 66. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK.'nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Yasanın 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır. Bu nedenle, işbu davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin Devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan zararlarının oluştuğu ve bu zararın tazminini Devletten isteyebileceği, Devletin tapu işlemleri sırasında yapılan yanlış işlemlerinin TMK.’nun 1007. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, eldeki dava tapunun gereği gibi tutulmamış olması nedeniyle TMK'nın 1007. uyarınca tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece T3 aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı, Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İstinaf eden tarafın sıfatı dikkate alınarak yapılan incelemede; Davacıların hissedarı olduğu taşınmaz tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamına göre müvekkilinin TMK nun 1007.maddesine dayalı tazminat istemine dayalı tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası, öncelikle dava konusu taşınmazın yüz ölçümünün düzeltilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ise TMK 1007.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....

      Maddesi gereğince tapu iptali tescil (iade) olmazsa TMK 1007 gereğince tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık Mahkemesi’28.05.2020 tarih, 2020/56 esas, 2020/309 karar sayılı 25.02.2019 tarih 2018/820 esas, 2019/117 karar sayılı, 27.11.2017 tarih 2016/519 esas, 2017/659 karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere 6292 sayılı kanunun 7/1 ve 4....

      Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, TMK m.1007 şartlarının oluşmadığını, hüküm altına miktar davacıya sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/389 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın tamamının tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile T3 adına tesciline karar verildiği, kararın 09.12.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

      UYAP Entegrasyonu