Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan TMK’nun 1007. maddesine dayalı tazminat talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay (20.) Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek (20.) Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

    -TL maddi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı, davalı ve fer'i müdahiller vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....

      Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK m.1007'ye dayanılarak tazminat talep edilemeyeceğini, tazminat belirlenecekse de makul bir değer belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan inceleme neticesinde 2018/1841 Esas - 2019/534 Karar sayılı ilamı ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Marmara Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/74 esas 2012/60 karar sayılı dosyasının incelenemesinde; dava konusu taşınmazın tamamının tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, kararın 06.06.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

      Ancak dava TMK 1007. Maddesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu halde mahkemece hukuki nitelemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak yapıldığı ve bu doğrultuda yargılama yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz kıyı çizgisinde kaldığından ve taşınmazın tapu kaydına bu konuda şerh konulduğundan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir zararın meydana geldiği ve TMK 1007. Maddesi kapsamında devletin sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Tazminat hesap yöntemi itibariyle Kamulaştırma Kanununun 11 vd maddelerine göre hesaplama yapıldığından mahkemece hükmedilen tazminat tutarı ve terkin hükmü isabetli ise de hatalı gerekçe ile hüküm tesis edildiğinden gerekçe düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi gerekmiştir....

      DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK 1007 maddesine dayanılarak açılmış tazminat istemini içermektedir. Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/298 Esas, 2011/479 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı Orman idaresi tarafından davalı Rukiye Bostan aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Yalova Merkez, Soğucak köyü, 107 ada, 119 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, orman vasfıyla hazine adına tapuya kayıt ve tesçiline karar verildiği, kararın 23.03.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2 maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması, tefhim edilen kısa karara aykırı olmaması gerekir. Aksi halde, yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararına güven sarsılmış olacaktır. Asıl olan tefhim edilen kısa karardır. Gerekçeli kararın kısa karara uygun olmaması, çelişki yaratır ve gerekçeli kararın yok hükmünde olduğu anlamına gelir. Belirtmek gerekir ki, kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 kararı gereğince bozma nedenidir.Somut olayda, ilk derece mahkemesi tarafından tefhim edilen kısa kararda; davanın kabulüne karar verilmiş, gerekçeli kararda ise; davanın kısmen kabulü şeklinde hüküm kurularak çelişki yaratılmıştır....

      Tapu Sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, TMK.'nun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hatalardan da Devlet, TMK.'nun 1007. maddesi gereğince kusursuz olarak sorumludur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....

        Tapu Sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, TMK.'nun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hatalardan da Devlet, TMK.'nun 1007. maddesi gereğince kusursuz olarak sorumludur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....

          Tapu Sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, TMK.'nun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hatalardan da Devlet, TMK.'nun 1007. maddesi gereğince kusursuz olarak sorumludur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....

            Tapu Sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, TMK.'nun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir. Bu sorumluluk asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan, zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hatalardan da Devlet, TMK.'nun 1007. maddesi gereğince kusursuz olarak sorumludur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....

              UYAP Entegrasyonu