Uyuşmazlık, taşınmazın evveliyat kaydında olmadığı halde sonradan konulduğu iddiasıyla terkini istenen şerhin, konuluş biçimine göre mahkemece yapılan araştırmanın hükme yeterli ve varılan sonucunda yerinde , olup olmadığı noktasındadır. Hemen belirtmelidir ki, eldeki uyuşmazlığın çözümünde, terkini istenen vakıf şerhinin tapuya konuluş biçiminin tespiti önem taşımaktadır. Zira, bu hususun tespiti ile, mahkemece davanın çözümünde izlenecek yol ve yöntemin nasıl olması gerektiği de belirlenmiş olacaktır. Vakıf şerhi , hukuki nitelikçe gayrımenkul mükellefiyeti (taşınmaz yükü) olup; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)'nun 840/son maddesi gereğince; aksine bir hüküm yoksa, taşınmaz yükünün kazanılmasında ve tescilinde taşınmaz mülkiyetine ilişkin hükümler uygulanır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)'nun "Eşya Hukuku"na ilişkin Dördüncü Kitabının, Üçüncü Kısmının, İkinci Bölümünde "Tapu Sicili"ne ilişkin hükümler yer almaktadır....
Maddesine dayalı, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan bir dava olmayıp, TMK 1007 maddesine dayalı, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davası olduğunu belirterek ve husumeti TMK’nın 1007 maddesi gereğince T11ne yönelterek açtığı, ilk derece mahkemesince de davanın TMK’nın 1007 maddesinden kaynaklanan tazminat davası olarak nitelendirildiği, bahse konu her iki davanın dayandığı koşullar, hukuki sebepler ve sorumlu idarenin farklı olduğu, esasen kamulaştırmasız el atma iddiası bulunmadığı gibi, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan eldeki davanın, dava dilekçesindeki açıklamalar ve husumetin yönlendirildiği idare bir kenara bırakılmak suretiyle başka bir dava şeklinde nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı ortadadır....
Tapu Müdürlüğünün 22/09/2003 tarih ve 10097 yevmiye sayılı işlemiyle "Taşınmazlarda tasarruf yapabilmeyi engelleyen şerh" konulduğunu öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin konulan şerhin terkini talebiyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/448 Esas sayılı dosyasında dava ikame ettiğini, davanın konusu sadece şerhin terkini talebi olduğundan, Devlet tarafından bir hata yapıldığı ve tapu kaydındaki edinimin gerçek fiili zeminde karşılığının olmadığı kabul edilerek, mahkemece "Şerhin terkini" talebine ilişkin davanın reddine karar verildiğini ve müvekkilinin varsa zararını tazmin etme hakkı bulunduğunun belirttildiğini, o tarihten beri taşınmazlarında tasarrufta bulunamayan müvekkilinin, kendisine yeni tapusunun verildiği 14/11/2013 tarihine kadar yapılacak idari işlemleri beklemek durumunda kaldığını, ......
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın açılmamış sayılmasına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4721 sayılı TMK.'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılmış, taraflarca takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına dair hüküm kurulmuş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, TMK nun 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkin olup, hüküm Yüksek Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı üzerine verilmiştir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 5.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 5.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın TMK 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 5. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 10/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.06.2009 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının butlanının tespiti iptal şerhin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mera komisyon kararının iptaline, şerhin terkini talebinin reddine dair verilen 08.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, mülkiyet hakkına dayalı olarak dava konusu 1021 parsel sayılı taşınmazın mera komisyonu tarafından herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadan mera olarak tahsis edildiğini belirterek 05.10.2007 tarihli mera komisyon kararının butlanının tespitini, olmadığı takdirde kararın iptalini ve tapu kaydındaki tahsise ilişkin şerhin de terkinini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
Davalı Hazine tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesi ile öncelikle davanın zamanaşımı ile usulden reddine, olmadığı takdirde ise esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından davanın usulden reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın tapusunun iptaline karar verilen ve tazminat isteminin dayanağını oluşturan ......
2942 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi kapsamında konulan istimlak şerhinin devamı niteliğinde olduğu, davacı tarafından istimlak şerhinin tüm sonuçları ile kabul edildiği, davacının iyiniyetli olmadığı anlaşılmış olup Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayalı tazminat koşullarının oluşmadığı göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden davanın reddine karar verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur....